Yoksa kötü şeyler olabilir Rose. | Open Subtitles | ما عدا ذلك، روز أموراً سيئة قَدْ تَحْدثُ |
Karşı koyamazsın. Bizi kötü şeyler yapmaya zorlar. | Open Subtitles | و لا يمكن إنكاره إنه يجعلنا نرتكب أموراً سيئة |
Ama bana, geçmişte bazı kötü şeyler yaptığını söyledi. | Open Subtitles | لكنها قالت إنها فعلت أموراً سيئة بالماضي |
Tabii, doğru, çünkü böyle kötü olaylar insanların başına düşündükleri kadar sık gelmez. | Open Subtitles | أجل , صحيح لأنّ أموراً سيئة كهذه لا تحصل أبداً على قدر ما يظنّ الناس بأنها تحصل غالباً |
Geçtiğimiz birkaç ay içerisinde az önce izlediğiniz ailede olduğu gibi bazı çok kötü olaylar gördük. | Open Subtitles | شاهدنا أموراً سيئة للغاية في الشهور الماضية كالذي شاهدتموه مع هذه العائلة |
Anneciğini seviyoruz ama kötü şeyler yaptığını biliyorsun. | Open Subtitles | نحن نحب أمكِ لكنها فعلت أموراً سيئة للغاية و أنتِ تعرفين ذلك |
Kötü insanlara kötü şeyler yapmanın iyi hissettirdiğini mi? | Open Subtitles | أن فعل أموراً سيئة بالأشخاص السيئين يشعرك بمتعة؟ |
İyi sebepten kötü şeyler yaptığımızda belki yine de sonuçlarıyla yüzleşmemiz gerek. | Open Subtitles | ربما عندما نرتكب أموراً سيئة من أجل سبب وجيه لا يزال من الواجب علينا أن نواجه العواقب |
Kötü insanlar, kötü şeyler. | Open Subtitles | و الأشخاص السيئين يفعلون أموراً سيئة |
Kyle onun hakkında çok kötü şeyler söyledi. | Open Subtitles | اسمع (روس)، أخبرني (كايل) أموراً سيئة جداً عنها |
kötü şeyler yaptım. | Open Subtitles | لقد اقترفت أموراً سيئة |
kötü şeyler yaptım baba. | Open Subtitles | فعلت أموراً سيئة يا أبي |
Muhtemelen benim hakkımda çok kötü şeyler duymuşsundur. | Open Subtitles | - .ربما قد سمعتَ أموراً سيئة عني |
Her çocuk eveynlerine kötü şeyler söylerler Jude. | Open Subtitles | كل طفل يقول أموراً سيئة لآبائهم يا (جود) |
Bazı şeyler gösterir. kötü şeyler. | Open Subtitles | وتريك أموراً سيئة |
Gerçekten kötü şeyler yaptım. | Open Subtitles | أموراً سيئة للغاية ! |