Annem bunu o kadar derinden anlamıştı ki, tüm yaptıklarının merkezinde bu vardı. | TED | فهمت أمي هذا بشكل كبير وكان هذا محور عملها. |
Annem bunu farketti, tabii, ama o zaman, ender bir kan hastalığı vardı ve artık bize bakamaz haldeydi. | Open Subtitles | أدركت أمي هذا الأمر بالتأكيد ولكن بعد ذلك أصابها مرض دموي نادر، ولم تكن قادرة على الاعتناء بنا |
Annem bunu önceden yeteri kadar yaptı. | Open Subtitles | حسناً لقد فعلت أمي هذا مرات عديدة |
Maalesef Annem bunu alışılmışın dışında bulurdu. Belki de. | Open Subtitles | للأسف، ستعتبر أمي هذا غير تقليدي |
Belki de kızmadan ona 10 dakika vermelisin. - Anne burası harika. Her şey çok güzel. | Open Subtitles | أمي هذا يبدو عظيمًا ، كل هذا إنه جميل شكرًا لك ، تعال جولة |
Eğer Jin-Feng de boşanırsa, Annem bunu kaldıramaz. | Open Subtitles | إن تطلقت (جيا فينغ)، أيضًا لن تتَحمل أمي هذا. |
Annem bunu görürse, çıldırır. | Open Subtitles | لو رأت أمي هذا, سوف تقتل بقرة |
Anne burası ne yeri ne de zamanı. | Open Subtitles | أمي هذا ليس الزمان والمكان المناسب |