Grande, kocaman. Veya ananas suyu. Ve kahve. | Open Subtitles | كبير, أكبر حجم أَو عصير أناناس وقهوة هل تأخذ قهوة، شيل ؟ |
Ördekle portakal, jambonla ananas gibi. | Open Subtitles | مثل بطة وبرتقال، مثل أناناس ولحم الخنزير |
- Ah... ananas çıkardığı an, beni aramanı istiyorum. | Open Subtitles | باللحظة التي يخرج بها أناناس اريد منكِ الإتصال بي |
Kılıçlı beysbol sopası kılıçlı tüfek kılıçlı ananas kılıçlı kılıç bileğisi kılıçlı pasta... | Open Subtitles | سيف على شكل مضرب البيسبول ، وسيف على شكل بندقية سف على شكل أناناس سيف على شكل مبراة السيف ، سيف على شكل فطيرة انها ؟ |
ananaslı karides, limonlu karides, hindistan cevizli karides, biberli karides, karides çorbası, karides yahnisi, karides salatası, patatesli karides, karides burger, karidesli sandviç. | Open Subtitles | هناك جمبرى أناناس وجمبرى ليمون، جمبرى جوز الهند جمبرى فلفل |
-Nereye gidiyorsun? Bugün babamın doğum günü. Ve biz her yıl gidip ananas toplarız. | Open Subtitles | إنه عيد ميلاد أبي، واعتدنا أن نذهب كل عام لنلتقط حبة أناناس |
O ve babası kuzeye ananas toplamaya gitmişlerdi. | Open Subtitles | هي و أباها ذهبا للشاطئ الشمالي لإحضار حبة أناناس |
Tamam, kadınsı tat veren malzeme almam ama en azından ananas alayım. | Open Subtitles | حسنا، لن أطلب اضافات مدللة لكن على الأقل أريد أناناس |
Bir çeşit Meksika düğün pastası gibi. ananas, fındık var içinde. | Open Subtitles | إنه كعك زفاف مكسيكي به أناناس وجوز الهند |
Bir peynirli, bir Hawaii, Ekstra ananas. | Open Subtitles | واحدة بالجبنة، والثانية هاواي مع أناناس إضافي |
Ben biriyle tanıştım. Limon yeşili renginde. İçinde 14 parça ananas var. | Open Subtitles | لقد قابلتُ شخصاً آخراً إنها خضراء زيزفونية تحتوي على 14 قطعة أناناس صغيرة بداخلها |
Sebze, meyve, soğan, domates, enginar ananas, makarna, pirinç, un, yumurta, peynir... | Open Subtitles | خضار , فواكه, بصل, بندورة, شوكي أناناس,معكرون, رز, طحين, بيض, جبنة. |
Vay be Wally iyi yanımı görmen için sana cips ve ananas suyu mu getirmem gerekiyor? | Open Subtitles | , جي , والي هل انا حقا يجب ان أجلب لك ناتشوز وعصير أناناس لتقدم جانبك الجيد ؟ |
Papatya şeklinde bir ananas, içinde para olan bir karttan çok daha değerlidir. | Open Subtitles | زهرة أناناس جميلة جداً تعبر أكثر من المال في البطاقة. |
Dün gece kaçırıp, öldürdükten sonra cesedini ananas tarlasına attığın kadın. | Open Subtitles | ،، أنتَ إختطفتَ وقتلتَ هذهِ المرأة ليلةَ أمس ورميتَ جثتها في حقل أناناس |
Başlangıçta, belki ananas, fasulye ve mısır. İkinci aşamada, muz ve papaya olacaktır. Daha sonra çikolata ve kırmızı biberler olacaktır. | TED | في البداية، ربما يكون أناناس وفاصوليا و ذرة. وفي المرحلة الثانية، سيكون هناك موز و باباي. وفيما بعد، سيكون هناك الشوكولاتة والفلفل. |
Senin için yaptığım ananas pastası buzdolabında." | Open Subtitles | هناك كعكة أناناس مقلوبة في صندوق الثلج |
ananas değildi ama yine de tuhaftı. | Open Subtitles | لم تكن أناناس ولكنها كانت بنفس الغرابه |
İşimiz bittiğinde, ananaslı pizza ve ergen filmleri festivali yapacağım. | Open Subtitles | عندما ينتهي هذا ، أنا أفكر في بيتزا أناناس مع فيلم فيديو للمراهقين |
Pekala, yapılmış en pahalı ananaslı burgeri düşünelim. | Open Subtitles | حسنٌ لنتخيل ثمن أكبر شطيرة برغر أناناس صنعت يومًا |
Johson için sekiz tane yarısı ananaslı yarısı pepperonnili sekiz pizzam var. | Open Subtitles | حسنًا، معي 8 فطائر نصف أناناس ونصف بيبيروني لشخص اسمه جونسون |