Bir kadınla arkadaşlık kurduğum anda ben de bencil ve zorba oluyorum. | Open Subtitles | في اللحظة التي أبني فيها صداقة مع امرأة أتحول إلى أناني و مستبد |
Dirk Casey, bencil ve kibirli bir yaşlı adam mı? | Open Subtitles | هل ديرك كاسي رجل عجوز أناني و متكبر؟ |
O zaman onun sahtekar, bencil ve ölümlü bir adamdan başka bir şey olmadığını anlayacaksınız. | Open Subtitles | وسوفترونجميعاً... أنه ليس بشئ سوى مخادع أناني و رجل فانٍ جداً |
Sen acınası, bencil ve aç gözlü bir adamsın. | Open Subtitles | أنت رجل يدعو للشفقة، أناني و طماع |
O dünyadaki en rezil, en aşağılık, en ikiyüzlü ve bencil faredir. | Open Subtitles | إنه أكثر جرذ أناني و غير مخلص في العالم كله |
Babası sorumsuz ve bencil bir şerefsizin teki! | Open Subtitles | والدها وغد أناني و غير مسؤل |
bencil ve hastalıklısın. | Open Subtitles | أنتَ أصبحت أناني و كئيب |
Hepimiz patates kroketin bencil ve olgunlaşmamış olduğunu biliyoruz, ama ben makarnadan daha fazlasını beklerdim. | Open Subtitles | كلنا نعلم ، أنّ (توست البطاطس) أناني و غير ناضج لكن توقعتُ المزيد من (المكروته) |
Senin ne olduğunu gördü: bencil ve yalnız. | Open Subtitles | رأتك على حقيقتك أناني و وحيد |
Bunu yaptın çünkü bencil ve korkağın tekisin! | Open Subtitles | فعلت ذلك لأنك أناني و جبان |