Bu aileyi bir arada tutmak için her şeyi yapıyorum canım. | Open Subtitles | أنا أفعل كل ما فى وسعى لأحافظ على هذه العائلة معا |
Zihnin vücut üzerindeki gücünden keyif alıyorum. Bu yüzden bu işi yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أحترم سيطرة العقل على الجسم لهذا أنا أفعل ما أفعله الآن |
Hayır, o ölüyor ve ben elimden gelen her şeyi yapıyorum. | Open Subtitles | وليس هناك ما يمكن فعله لا أنا أفعل كل ما بوسعي |
Ağlama! Ben bunu başka kızlara yaparım. Seni seviyorum, bebeğim! | Open Subtitles | لا تبكي، أنا أفعل ذلك مع الأخريات فقط لأنني أحبك |
Perilere inanıyorum. - Hem de hepsine. - Perilere inanıyorum. | Open Subtitles | أنا أؤمن بالجنّيات أنا أفعل أنا أفعل أنا أؤمن بالجنّيات |
Kendi duşuma da aynısını yaptım. Çok özel oldu. | Open Subtitles | أنا أفعل الشيء نفسه بالدش الخاص بي أنا دقيق جداً |
Senin için elimden geleni yapıyorum, ancak durum biraz karışık. Göze batmamanızı istiyorum. | Open Subtitles | اصغيا، أنا أفعل ما بوسعي لأجلكما، ولكن الأمر معقد، أريدكما ألا تثيرا المشاكل.. |
Onu geri getirmez ama en azından iyi bir şey yapıyorum. | Open Subtitles | لن يعيدها ذلك، لكن على الأقل أنا أفعل شيئاً إيجابياً بشأنها |
Ama emin olmak için, bunu işime yardım etmek için yapıyorum. | Open Subtitles | لكن فقط كي نكون واضحين . أنا أفعل هذا لمساعدة عملي |
25 yıl önce baban için yaptığımı şimdi senin için yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أفعل من أجلك ما فعلته لوالدك قبل 25 سنة مضت |
Merak etmeyin, bunu laboratuvarda sürekli yapıyorum. | TED | لا تقلقو، أنا أفعل ذلك طوال الوقت فى المعمل. |
Ayakkabılarının resmini çektim, sonra birbirimize teşekkür edip kendi yolumuza gittik. Aslında ben bunu hep yapıyorum. | TED | وأخذت صورة لحذائه، وشكرنا بعضنا البعض وذهب كل منا لطريقه. لكن أنا أفعل هذا طول الوقت. |
Bunu yapıyorum ki ayağa kalktığınızda ipuçlarını görmemeyim. | TED | و أنا أفعل هذا لكى لا أستطيع التخمين و أنت تقف |
Hayır, tuhaf bir milyoner olduğum için bu işi yapıyorum! | Open Subtitles | لا . أنا أفعل ذلك لأننى مليونير غريب الأطوار |
Her ne kadar iyi bir senaryo olsa da... Açıksözlü olmak durumundayım, Bu işi sırf parası için yapıyorum! | Open Subtitles | لذلك ليس من المهم ما سيصبح عليه السيناريو أنا أفعل ذلك فقط من أجل المال |
Bunu senin için yapıyorum. Huzur içinde uyuyabil diye, hayatım. | Open Subtitles | أنا أفعل هذا بسببكِ، لذا يمكنك أن تستريحي بسهولة يا عزيزتي |
Elimden geleni yapıyorum ama bunu yapamam. | Open Subtitles | أنا أفعل ما بوسعى ، ولكنى لا أستطيع أن أفعل هذا |
Elimden geleni yapıyorum ama bunu yapamam. | Open Subtitles | أنا أفعل ما بوسعى ، ولكنى لا أستطيع أن أفعل هذا |
Bu işi kendim için yapsaydım 3 sene yerdim ama sizin için yapıyorum ve 3 senemi siliyorsunuz! | Open Subtitles | أنا أفعل هذا من أجلكم، يارجال وأنت تلغي الثلاث سنوات |
Ağlama! Ben bunu başka kızlara yaparım. Seni seviyorum, bebeğim! | Open Subtitles | لا تبكي، أنا أفعل ذلك مع الأخريات فقط لأنني أحبك |
Perilere inanıyorum. - Hem de hepsine. - Peter yaşıyor! | Open Subtitles | أنا أؤمن بالجنّيات أنا أفعل أنا أفعل هو حيّ |
Anam avradım olsun tamam ya. Emel'in ağabeyi için yaptım. | Open Subtitles | أقسم بأنها آخر مرة أنا أفعل هذا من أجل أخوها لأمل |
Ben de elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | أنتِ تفعلي ما يتوجب عليكِ فعله و أنا أفعل ما يتوجب علي فعله |
Daha sık böyle kadın gibi giyinmelisin. - Ben kadınım zaten, değil mi? | Open Subtitles | . ترتدي ملابس الفتايات في أغلب الأحيان أنا أفعل ذلك ؟ |