Çok okuyorum, Lily'nin çok iyi bildiği gibi, çok sevdiğim kitaplarımı arkadaşlarıma yolluyorum. | TED | أنا أقرأ كثيرا وهكذا، كما تعلم ليلي جيدا، كتبي التي أحبها، أرسلها لأصدقائي. |
Hayır, okuyorum ve söylüyorum sana, bunda bir şey var. | Open Subtitles | لا أنا أقرأ هذا حتي أخبرك ان داخلها شيء غريب |
Şimdi, bunu okuyorum, ve devam ediyorum, bunların hepsi ne demek? | TED | الآن، أنا أقرأ هذا الشئ، وأقول، عن ماذا كل هذا؟ |
Ben genellikle burada dışarıda kitap okurum, böylece yalnız kalabiliyorum. | Open Subtitles | عادةً أنا أقرأ هنا بالخارج حتى أستطيع أن أكون وحيداً |
Ben sadece kısa kitapları okurum. Uzun olanları için sabrım yok. | Open Subtitles | أنا أقرأ الكتب القصيرة فقط فليس لدي الصبر على الكتب الكبيرة |
O doktora gidemeyeceğimi fark etsem de her bir sayısını okudum. | Open Subtitles | أنا أقرأ كل مشكلة حتى يدركوا أنني لم أذهب حتى للدكتور |
güzel bir soru. Geçen gün bir şey okuyordum ve diyordu ki, Batıda hastalığın muhtemelen en büyük nedeni tokalaşmaktır. | TED | اليوم الثاني بينما أنا أقرأ أمرا، والشخص قال ربما أن السبب الرئيسي لنقل المرض هو المصافحة بالأيدي في الغرب. |
-Daha hızlı oku. Çok yavaşsın. -Dikkatlice okumaya çalışıyorum. | Open Subtitles | إقرأه بشكل أسرع ، أنت بطيئ للغاية - حسناً، أنا أقرأ بعناية - |
Hayır, mekanik dergilerini okuyorum. Bu hobim. | Open Subtitles | لا، أنا أقرأ عن المكانيكا الشعبية لدي هوايات |
Ve kitaplar, kendimi beslemem gerekiyor günde iki üç kitap okuyorum. | Open Subtitles | أنا أقرأ كتابين أو ثلاثة يومياً، تخيل ذلك |
Çok garip. Ben de şu anda aynı kitabı okuyorum. | Open Subtitles | هذا غريب جداً أنا أقرأ نفس الكتاب حالياً |
Afrikalı-Amerikalı tarihini okuyorum. | Open Subtitles | علينا أن نذهب أنا أقرأ التاريخ الأمريكي الأفريقي في الصفحة الثانية والعشرون |
Ne-- doğru mu okuyorum, kuzeye gidenler güneye göre daha çok mu hastalanıyor? | Open Subtitles | ماذا... هل أنا أقرأ هذا جيداً أن الناس الذين بالشمال يمرضون أكثر من |
Şimdi de okuyorum. Neden kendine bir gazete almıyorsun? | Open Subtitles | الآن أنا أقرأ لماذا لا تجلب لنفسك صحيفة؟ |
Bay Gertner'ın dosyasını okuyorum, ama daha kesin olmamı istersen, ayakta duruyorum, nefes alıyorum, düşünüyorum ve şimdi de konuşuyorum, bu da asıl yapmakta olduğum şeyi yapmamı engelliyor. | Open Subtitles | أنا أقرأ تخطيط السيد غيرتنير ولكن إذا اردتني أن أكون دقيقًا أكثر فأنا أيضًا أقف واتنفس وأفكر و أتكلم الآن |
Ben okuyorum, hiç öyle bir şey görmedim şahsen. | Open Subtitles | أنا أقرأ فعلاً الصحف لم أسمع عن ذلك مُطلقاً |
Sürekli şiir okurum ve bu konuda sık sık yazarım. Şiirleri alıp nasıl işlediklerini anlamaya çalışırım, çünkü ben bir sözcük insanıyım. | TED | أنا أقرأ الشعر على الدوام وأكتب عنه بشكل متكرر وأفصل القصائد لمعرفة كيفية عملها لأنني شخص متعلق بالكلمة. |
İmzalayacağım her belgeyi okurum. | Open Subtitles | لكن أنا أقرأ دائما قبل كل شيء قبل التوقيع |
Bu kitapları herhangi bir kitabı İngiliz diline olan hakimiyetimi geliştirmek için okurum. | Open Subtitles | أنا أقرأ هذه الكتب أي كتب لأرتقي بمعرفتي و مستواي في اللغه |
Ben olgunmuşum baba. Bunu bir kitapta okudum. | Open Subtitles | أنا مُبكّرة النضوج، يا أبي أنا أقرأ هذا في كتاب |
Bunu okuyordum da, şunu söylemeliyim ki bu beni biraz aşacak gibi duruyor. | Open Subtitles | أنا أقرأ هذا ويجب أن أخبرك أنني لا أفهمه قليلاً |
Bu kitabı altı aydır okumaya çalışıyorum, | Open Subtitles | أنا أقرأ نفس الكتاب لسته شهور |
O kadar düşünceli olacağım ki her gün sana falını okuyacağım. | Open Subtitles | سوف أكون راضي كفاية أنا أقرأ لكي برجك كل يوم. |