SETE Bir daha gideceğimi sanmıyorum ama bunu yaptığım için mutluyum. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنني لن أعود، ولكن أنا سعيد لأني فعلت ذلك. |
Bak! Törene katılmadığım için mutluyum, izleyebiliyorum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأني ليس في الموكب لأتمكن من مشاهدته |
Seni bulduğum için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأني رأيتك قبل ذهابك للمكتب. |
İyi ki bunu duymadan ekibe katılmamışım. | Open Subtitles | أنا سعيد لأني لم أشترك قبل سماعي هذا |
İyi ki hiç fes giyen birini öldürmemişim. | Open Subtitles | أنا سعيد لأني لم أقتل أعرابياً |
İyi ki kaçmamışım, dostum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأني لم أفعل ذلك يا صاحبي |
Neyse, ölmeden önce sana bunu söylediğim için memnunum. | Open Subtitles | حسنا، أنا سعيد لأني أخبرتك ذلك قبل أن أموت |
Onu yakalayabildiğim için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأني إستطعت أن أمسكها لكي |
Sadece okulu astığım için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأني لن أذهب إلي المدرسة |
Yapmak zorunda kalmadığım için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأني لم أضطر لفعل ذلك |
Yapmak zorunda kalmadığım için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأني لم أضطر لفعل ذلك |
Artık her şeyi bildiğim için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأني أعرف كل شيء الآن. |
- *Seninle tanıştığım için mutluyum". | Open Subtitles | - أنا سعيد لأني ألتقيت بك. - صحيح. |
Seninle konuştuğum için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأني تحدث معكِ. |
İyi ki arkadan dolanıp girmişim. | Open Subtitles | أنا سعيد لأني قررت أن ألف عائدا إلى هنا |
İyi ki eve gelmişim. | Open Subtitles | أنا سعيد لأني عدت للمنزل لهذا |
İyi ki zamanında yetişebildim! | Open Subtitles | أنا سعيد لأني وصلت في الوقت. |
- İyi ki sevgilin değilmişim. | Open Subtitles | أنا سعيد لأني لم أكن حبيبك |
İyi ki kör değilim. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}أنا سعيد لأني لست أعمى |
Doğumgünümü yalnız geçirmediğim için memnunum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأني لم أقضي عيد ميلادي وحيداً |