Bak, sadece yaptığımız hoş dedim. Evlenme teklifi etmedim. | Open Subtitles | إسمعي أنا فقط قلت أن هذا جميل أنا لم أطلب منك الزواج بي |
Bu durum yıllar boyunca sürdü, sonunda öyle bir noktaya geldi ki, çıkıp sadece şunu dedim: | Open Subtitles | أنت تعرف، ذهب هذا لسنوات ووصل الأمر إلى نقطة حيث أنا فقط قلت له |
Gerçeğin kendisi olacak dedim. | Open Subtitles | أنا فقط قلت أنه سيكون الحقيقة. |
sadece "karikatür aşırıya kaçmış" dediğini söyledim. | Open Subtitles | :أنا فقط قلت بأنّك قلت أنّ هـذة الصورة المتحركة قـد بالغت كثيــراً |
sadece Hwil Hwheaton'a daha nazik olmalısınız diyorum. | Open Subtitles | أنا فقط قلت بأن عليكم أنتكونواألطفمعويلويتن. |
Beni takip ettiğini ve biraz deli biri olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أنا فقط قلت لهم بأنها كانت تطاردني و كأنه جنون |
Ben de özledim dedim. | Open Subtitles | أنا فقط قلت, لقد إشتقت لك أيضاً |
-Bilmiyoruz dedim ya neden ? | Open Subtitles | أنا فقط قلت لم نفعل بعد , لماذا ؟ |
"Asla" demedim ki, "aşırıya kaçma" dedim. | Open Subtitles | حسنا، أنا لم اقل"ابدا" أنا فقط قلت "كن معتدلا" |
dedim ki sandaletlerine bayıldım. | Open Subtitles | أنا فقط قلت أحب الصنادل الخاص بك. |
Ben sadece "olabilir" dedim. -Başka tanığın var mı, şerif? | Open Subtitles | أنا فقط قلت يمكن أن يكون هو |
- Ben sadece kapalı giyin dedim. | Open Subtitles | أنا فقط قلت لبس محافظ. |
- Ona kibarca şöyle dedim: | Open Subtitles | أنا فقط قلت له، لطيف جدا: |
Kendimi söyledim, "Bella farklı" dedim. | Open Subtitles | أنا فقط قلت أنكِ مختلفة |
Tamam mı? - Tamam dedim ya zaten. | Open Subtitles | أنا فقط قلت حسنا |
Ama sadece onların dilediklerini söyledim. | Open Subtitles | لكن أنا فقط قلت ما كان الجميع يتمنى أن يقوله لكى |
Onu annemde tutmam gerektiğini söyleyince, bende öyle söyledim. | Open Subtitles | أردتني أن أبقيها عند أمي أنا فقط قلت ما علي قوله |