Beni de bu işe bulaştırdığına inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق بأنّكِ جعلتني أأتي بالدّكتور مور هنا |
Bunu yapacak kadar salak olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق أنت أحمق بما يكفي لتفعل ذلك |
Aynı kişi olduğuna inanamıyorum. Tanıdığımdan bambaşka biri oldu. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق إنه نفس الشخص إنه مختلف بالكامل عن الرجل الذي عرفته |
Yarının Stars Hollow Lise'sindeki son günüm olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق بأن غدا أخر يوم لي في المدرسة العامة |
Kendini bu kadar aptal durumuna düşürmesine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق أنها قامت بمثل هذا الحمق |
Senin hakkında yanıldığımı düşünmeye başladığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق بأنني بدأت أفكر أنني كنت مخطأة بشأنك |
Benim için tüm bunları yaptığınıza inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق انكم فعلتم كلّ هذا من اجلي. |
Baloya bu arabayla gitmek zorunda olduğumuza inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق بأنّنا يجب أن نذهب إلى الحفلة بهذه الشاحنة. |
"Vivienne Tam hakkındaki yazımı atmana inanamıyorum seni hain sürtük. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق بأنّك غرفت قصّتي في فيفيان تام، أيتها العاهرة الصغيرة |
- Seninle konuşmak istemiştim. Randevun olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق أنكي على موعد هذا مثل |
Randevun olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق أنكي على موعد هذا مثل |
Pizza sevdiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق بأنّك لا تحبّ البيتزا |
Sadece kahvaltı yapmam için uyandığına inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق أنّك إستيقظت خصوصا لجعلي افطر |
Lokantam hakkında böyle delice düşündüğüne inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق بأنّني تخلّيت عن مطعمي لهذا الجنون |
Hala bu dünyada kablolu televizyonu olmayan insanlar olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق بان هناك اناس في هذا العالم ما زالوا لايمتلكون اشتراك القنوات |
Stukas'la yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | . أنا لا أستطيع التصديق بأنّك فعلتها مع ستوكس |
Sınıfımızda bir televizyon yıldızı olacağına inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق أنه سيكون لدينا نجمٌ تلفزيوني في الفصل |
Sadece Paris'e gitmiş olduğumuza ve tüm zamanımızı Marey'deki izbe bir kulüpte geçirdiğimize inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق اننا كنا في باريس سوية وقضينا كل الوقت في ملهى في ماريه |
Büyükannenin ve şoförünün aynı hafta içinde öldüğüne - inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق بأن سائقك وجدتك ماتوا في نفس الأسبوع |
Seni bulduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | .أنا لا أستطيع التصديق بأنّي وجدتكِ |