Bilhassa telefon ilgimi çekti. Cep telefonu yokmu? | Open Subtitles | أنا مهتم بشكل خاص بالتليفون ألا يوجد تليفون نقّال؟ |
"Normal" sözcüğünü kaç kere söyleme gereğini duymanız ilgimi çekti. | Open Subtitles | أنا مهتم بانك كم مرة كنت مضطر لتقول أن العالم طبيعى |
merak ediyorum! Sen onun suratına ne olduğunu merak ediyorsun. | Open Subtitles | ــ أنا مهتم بها ــ بل تحاول معرفة حال وجهها |
Sadece ikimiz adına merak ediyorum, evli olduğumuz için. | Open Subtitles | أنا مهتم فقط على حساب أننا متزوجون الأن أنا وهي |
Bunun yerine, diğer birçok insanın da hikayelerini anlatabilmelerini sağlayacak araçlar ortaya atmayla ilgileniyorum, dünya üzerindeki tüm insanlar yani. | TED | بدلاً عن ذلك، أنا مهتم ببناء أدوات تسمح لعدد كبير من الناس الآخرين ليرووا قصصهم، ناس من كل أنحاء العالم. |
Bu soruşturmaya katılırsan, ileride kovuşturmayı tehlikeye atacağından endişeleniyorum. | Open Subtitles | أنا مهتم بمشاركتك في التحقيق وأنه قد يخاطر بمحاكمة مستقبلية |
Ayrica buyume paternleri ile ilgileniyorum: doga bir seyleri dizginsizce buyutuyor boylece herhangi bir sekille kisitlanmiyorsunuz. | TED | أنا مهتم أيضاً بأنماط النمو : الطريقة التي تنمو بها الأشياء طريقة مطلق لها العنان, فأنت لست مقيد بالشكل أبداً |
Nereli olduğunu ve ne iş yaptığını tam olarak biliyorum, çünkü detayları önemsiyorum. | Open Subtitles | أناأعرف من أين هو و بالضبط ما فعل لهذا أنا مهتم بالتفاصيل هيي.. |
Benim derdim o rüşvetçi memuru hapse göndermek. | Open Subtitles | أنا مهتم بإدخال هذا المسؤول الفاسد إلى السجن |
Ben neden oldu daha fazla ilgi duyuyorum. Bu neden ne ? | Open Subtitles | أنا مهتم أكثر بمعرفة السبب ما الذي سبب هذا ؟ |
Gerekmez, bende var. Beni ilgilendiren iş. Geliyorum. | Open Subtitles | لن نحتاج لذلك ، لدي واحد بالفعل أنا مهتم بهذا ،سأقوم بالأمر. |
Benim ilgilendiğim şey onlarla birlikte yerleştirilmiş küçük bir elektronik aygıt. | Open Subtitles | ما أنا مهتم حقا في هو جهاز الكتروني صغير التي تم تخزينها معهم. |
Birleşik Devletler Süvarileri ile ilgili fikirleriniz çok ilgimi çekti. | Open Subtitles | أنا مهتم للغاية برأيك في سلاح الفرسان |
Afedersiniz, ilgimi çekti. Mücevherinizi satacağım. | Open Subtitles | عفواً, أنا مهتم بشراء هذه المجوهرات |
Söylediğin her şey çok ilgimi çekti. | Open Subtitles | أنا مهتم للغاية بكل شئ عليك أن تقوليه |
Ben daha çok senin davanın yıldız tanığının neden bavulda olduğunu merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا مهتم أكثر لماذا الشاهد نجمة من قضيتك ظهر في كيس من القماش الخشن الخاص |
Ben özellikle "fazla" olan kısmını merak ediyorum. Bu yeni bir şey. | Open Subtitles | أنا مهتم للغاية بالجزء "وأكثر من ذلك حسنا ، هذا شيء جديد |
Ama bunlar önemli argümanlar değil. Bugün akademik argümanlarla ilgileniyorum | TED | لكن هذه ليست المناقشات المهمة. أنا مهتم بالجدل الأكاديمي اليوم، |
Ben bu küçük arkadaşınız sayesinde çekeceğiniz elli tane şınavla daha çok ilgileniyorum. | Open Subtitles | أنا مهتم أكثر بأن تؤدوا تمرين الضغط 50مرة بسبب صديقكم الصفير القصير هنا |
Daha çok, bulduğum şeyi geç olmadan Dr. Blake'e iletmekle ilgileniyorum. | Open Subtitles | أنا مهتم أكثر بإخبار الدكتور بليك عما وجدته، قبل فوات الآوان |
Çocuğumuzun sağlığı için endişeleniyorum. Senin için önemli değilse-- | Open Subtitles | أنا مهتم فحسب بصحة طفلتنا، إسمعي، إذا لم يكن ذلك مهماً بالنسبة لكِ... |
Toptan siyah et satışı işi ile ilgileniyorum. | Open Subtitles | أنا مهتم ببيع كمية كبيرة من اللحم الأسود |