Kumaş baskı, ciltleme ve kutu yapımı konusunda takıntılıyım. | TED | أنا مهووس بالطباعة بواسطة الأقمشة الحريرية و تجليد الكتب و صنع الصناديق. |
Yani, niçin bunlara bu kadar takıntılıyım? | Open Subtitles | مثلاً: لم أنا مهووس لهذه الدرجة بالموضوع أصلاً؟ |
Hayatımı dolaplara adamış durumdayım dedene takıntılıyım ve üzerine gecelik giydirdiğim bir vücut yastığıyla yatıyorum. | Open Subtitles | لكن عليك أن تعرفي بأنني كرّست حياتي للخزائن، أنا مهووس بجدك، وأنام مع وسادة كبيرة ألبسها ثوب نوم. |
Böbrek fonksiyonuna kafayı taktım, çişine değil. | Open Subtitles | , أنا مهووس بفاعلية كليته و ليس بوله |
Hayır Drama. Animasyon olayına kafayı taktım. | Open Subtitles | كلا، أنا مهووس بالرسوم المتحركة |
Bayraklara bir nevi takıntılıyım. | TED | أنا مهووس نوعا ما بالأعلام |
Sağlıklı topluluklar oluşturmaya takıntılıyım, işte bu yüzden Twitch'i başlattım -- insanların internette video oyunları oynayan diğer insanları izlemesine yardım etmek için. | TED | أنا مهووس بتكوين مجتمعات صحية، ولهذا السبب أسست Twitch-- لمساعدة الناس على مشاهدة أناس آخرين يلعبون ألعاب الفيديو على الإنترنت. |
(gülüşmeler) Epostalara takıntılıyım. Bir çok vardı | TED | (ضحك) أنا مهووس بالرسائل الالكترونية. أحصل على الكثير منهم. |
Sevilmek için çok mu takıntılıyım? | Open Subtitles | هل أنا مهووس جدا لمحبتي ؟ |
- Ona karşı neden mi çok takıntılıyım? | Open Subtitles | لماذا أنا مهووس بها؟ |
Bu modern Japonlara takıntılıyım. | Open Subtitles | rlm; أنا مهووس باليابانيين العصريين. |
O belgesele takıntılıyım ben! | Open Subtitles | أنا مهووس بذلك الوثائقي! |
Evet, ben biraz takıntılıyım. | Open Subtitles | نعم، أنا... أنا مهووس |
takıntılıyım. | Open Subtitles | أنا مهووس. |
Sana kafayı taktım, hadi lan oradan. | Open Subtitles | أوه نعم هذه هى أنا مهووس بك هيا |
Ve bu kıza kafayı taktım. | Open Subtitles | و أنا مهووس بتلك الفتاة |
kafayı taktım ona. | Open Subtitles | أنا مهووس بشأنها |