Artık özgürsün. Doğru ve yanlış, iyi ve kötü arasında seçim yapmakta özgürsün. | Open Subtitles | أنتِ حرة في الإختيار بين الحق والباطل، الخير والشر |
Bu, gardiyan gitmekte özgürsün dediğinde onu sorgulamak gibi bir şey. | Open Subtitles | هذا مثل استجواب حارس السجن عندما يقول أنتِ حرة للذهاب. |
Ondan sonra, bağımsız yaşamına dönmekte özgürsün. | Open Subtitles | بعد ذلك, أنتِ حرة لتعودي لحياتكي المستقلة |
özgürsünüz. Hanna ve annesi için sevindim ama senin için endişeleniyorum. | Open Subtitles | أنتِ حرة الآن أنا سعيدة لـ "هانا" و والدتها |
Teşekkürler, dekan. Gitmekte özgürsünüz. | Open Subtitles | شكراً لكِ أيتها العميدة أنتِ حرة للذهاب |
Elbette, kendi seçimini yapmakta serbestsin Lemon. | Open Subtitles | - بالطبع أنتِ حرة لاتخاذ (قراراتك (ليمون |
Buna karşılık sen seçim yapmakta özgürsün. | Open Subtitles | أنتِ، من ناحية أخرى، أنتِ حرة في اختيارك. |
İstediğin zaman gitmekte özgürsün. | Open Subtitles | أنتِ حرة لتذهبي وقت ما تشائي لن أمنعك |
Sana bir daha zarar vermeyeceğim, söz veriyorum. Peşini bırakıyorum, Alice. özgürsün. | Open Subtitles | أعدكِ أنني لن أؤذيكِ مجدداً سأطلق سراحكِ يا (أليس) ، أنتِ حرة |
Aramızdaki bağ bozuldu demek. Gitmekte özgürsün. | Open Subtitles | أن روابطنا كُسرت أنتِ حرة في الرحيل |
Sen özgürsün... kesinlikle özgürsün. | Open Subtitles | أنتِ حرة الآن ، حرة تماماً |
- Hayır, ciddiyim. Devam et özgürsün. - Bunu neden yapıyorsun? | Open Subtitles | لا، أقصد ذلك، هيا أنتِ حرة |
özgürsün. Burada öyle diyor. | Open Subtitles | أنتِ حرة هذا مذكور هنا |
Artık özgürsün Sam. | Open Subtitles | أنتِ حرة الآن سام |
Oysa şimdi başıboş ve özgürsün. | Open Subtitles | الأن أنتِ حرة وطليقة. |
Seçmekte özgürsünüz, hanımefendi. | Open Subtitles | أنتِ حرة بالإختيار، يا سيدتي. |
- Artık özgürsünüz. | Open Subtitles | -والآن أنتِ حرة |
Gitmekte özgürsünüz, Bayan Leonard. | Open Subtitles | أنتِ حرة في الرحيل سيدة (ليونارد). |
Aynen. serbestsin. | Open Subtitles | بالطبع أنتِ حرة |
Burada yargılanmaktan veya tehlikelerden serbestsin. | Open Subtitles | أنتِ حرة من المحاكمة والأذى. |