Bu benim değil senin sorunun, sende erkek sorunu var. | Open Subtitles | ليس هناك شيء بي، المشكله بكِ أنتِ أنتِ لديكِ مشاكل مع الرجال |
Hayatın ve bedenin üzerindeki kontrol sende. | Open Subtitles | أنتِ لديكِ القدرة على التحكم بجسدك و حياتك. |
Ama sende özel bir şey var sende bir kıvılcım var ve ben bunun boşa gittiğini görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | ويمضغونهم لكن أنتِ , لديكِ شيئاً فريداً لديكِ , لديكِ شرارة |
sende bir kucak var, O da dans etmeyi seviyor, yani... | Open Subtitles | أنتِ لديكِ حضناً , وهي تحب الرقص |
Tamam, flaş bellek sende. | Open Subtitles | حسناً، أنتِ لديكِ الفلاشة، اذهبي. |
Ve sende bundan fazlasıyla var. | Open Subtitles | و أنتِ لديكِ الشجاعة المطلوبة |
Ve sende bundan fazlasıyla var. | Open Subtitles | و أنتِ لديكِ الشجاعة المطلوبة |
El, bir sürü sorun olduğunu biliyorum ama şu an ihtiyacımız olan cevaplar sende. | Open Subtitles | (إل)، أعرف بأنك لديك العديد من الاسئلة لكن الآن أنتِ لديكِ الاجوبة التي نحتاجها |
En güzel saç sende. | Open Subtitles | أنتِ لديكِ أجمل شعر |
Benjamin'de, bir liderin yönetme gücü var, sende ise Billy Cranston'un omuzları var. | Open Subtitles | (بنجامن) يمتلك صفات القائد، بينما أنتِ... لديكِ أكتاف عائلة (كرانستون) |
McGee'de ismi var, sende fotoğrafı. | Open Subtitles | ماكجي) لديه الإسم،و أنتِ لديكِ الصورة) |
Noah'ın vesayeti sende mi? | Open Subtitles | أنتِ لديكِ الوصاية على (نوح)؟ |