Annesi... nerede olduğunu biliyorsun, kadın ayyaş. Adam iyi. | Open Subtitles | الأمّ، أنت تعرف أين هي إنها مدمنة كحول ومسيطر عليها |
Eski keçi çiftliğinin nerede olduğunu biliyorsun değil mi ana yolun sağındaki hani? | Open Subtitles | أنت تعرف أين مزرعة الماعز القديمة مقابل الطريق الرئيسي؟ |
nerede olduğunu biliyorsun. Willowbrook. Evet, doktor. | Open Subtitles | أنت تعرف أين هو آسف يا سيّدي ولكنّ طفلك اتّصل بلجنة الحالات الطارئة |
- yerini biliyorsun yani. | Open Subtitles | أوه، أنت تعرف أين يمكن العثور عليه. |
- Demek yerini biliyorsun ha? | Open Subtitles | أنت تعرف أين هو، أليس كذلك؟ |
nerede olduğunu biliyorsun. Onu motele Çavuş Menzie bırakmıştı. | Open Subtitles | أنت تعرف أين هى ، لقد اصطحبها الرقيب " مينزيس " إلى النزل |
Ver onu. nerede olduğunu biliyorsun, öyle değil mi Büyük Al? | Open Subtitles | أعطني إياه ، أنت تعرف أين هو أليس كذلك "بيق أل" ؟ |
nerede olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف أين هو لا |
nerede olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف أين هي , صحيح؟ |
nerede olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف أين أنت , صحيح ؟ |
Bu insanı "büyülü" hayvanım olarak seçtim. Annemin nerede olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لقد اخترت هذا الإنسان كحيواني الأليف (هايكيم) أمي، أنت تعرف أين هي، أليس كذلك؟ |
Onun nerede olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف أين هي |
Anahtarın nerede olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف أين هي المفاتيح |
nerede olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف أين هي |
Elbette, yerini biliyorsun, kendin al. | Open Subtitles | أجل أنت تعرف أين هي إخدم نفسك |
Kapının yerini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف أين الباب |
Kapının yerini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف أين هو الباب |