"أنت تعيشين" - Traduction Arabe en Turc

    • yaşıyorsun
        
    • yaşıyorsunuz
        
    Bir fanusta yaşıyorsun. Dışarıdaki dünyayı düşünmüyorsun. Open Subtitles أنت تعيشين في شرنقة لا تفكرين في العالم الخارجي
    Yani, küçük bir evde yaşıyorsun, kendine ve Allie'ye bakmak için bir grupta davul çalıyorsun. Open Subtitles أنت تعيشين في شقة صغيرة تعيلين نفسك وليزا من خلال العزف في فرقة
    Demek burada yaşıyorsun, ama zamanını Baltimore'da geçiriyorsun, ha? Open Subtitles إذن أنت تعيشين هنا ، لكن تقضين معظم الوقت في بالتيمور ، صحيح ؟
    Bizim evimizde yaşıyorsun, onunkinde değil. Open Subtitles أنت لا تعيشين في منزله أنت تعيشين في منزلنا
    Demek Kapernaumovlarda yaşıyorsunuz? Open Subtitles إذن أنت تعيشين عند السيد كابيرنامووف؟
    En seçkin otellermiş. Bir kabarcığın içinde yaşıyorsun. Open Subtitles أفضل الفنادق ، أنت تعيشين في بقعتك الصغيرة
    Kabul et, bir ayağın çukurda yaşıyorsun. Open Subtitles واجهي الأمـر , أنت تعيشين في وقت مستعـار
    Sonuçta onun evinde yaşıyorsun ve bu senin problemin. Open Subtitles في الحقيقة أنت تعيشين في منزله ، إذا إنها مشكلتك
    Daha yüzde birini bile görmediğin uçsuz bucaksız bir dünyada yaşıyorsun. Open Subtitles أنت تعيشين في عالم كبير و واسع و لم تَري منه أي شيء
    Kendi kurallarınla yaşıyorsun, ve kimse bunu senden alamaz. Open Subtitles أنت تعيشين حياتك كما يحلو لك ولا يمكن لاحد أن يغير هذا
    Şu an bunu, bunun gibi çok az an yaşamış biriyle yaşıyorsun. Open Subtitles أنت تعيشين لحظة حنان مع شخص لم ير إلا لحظات قليلة
    Sen küçük ailenle birlikte küçük bir kavanozda yaşıyorsun. Open Subtitles أنت تعيشين بأمان، في هذه القوقعة مع عائلتك الصغيرة..
    Burada terk edilmiş bir köpek gibi tek başına yaşıyorsun. Open Subtitles أنت تعيشين وحدك هنا مثل عاهرة مهتاجة؟
    O deli. Sen kendi dünyanda yaşıyorsun. Open Subtitles إنها مجنونة أنت تعيشين في عالمك الخاص
    Orada çok lüks bir hayat yaşıyorsun. Böyle giderse lanet Michael Jackson gibi rengin değişecek. Beni unutursun artık. Open Subtitles أنت تعيشين حياة مترفة مثل "مايكل جاكسون" أما أنا فلا
    Boktan bir ülkede yaşıyorsun. Open Subtitles تعرفين، أنت تعيشين في بلد مشوّشة جدا
    İnançsız biri olarak mı yaşıyorsun? Open Subtitles وهكذا أنت تعيشين بدون أيّ إيمان؟
    Bir aile kurmanın heyecanını yaşıyorsun. Open Subtitles أنت تعيشين في التحديات لتنشئي عائلة
    Çünkü ben senin babanım ve evimde yaşıyorsun! Open Subtitles لأنني والدك، و أنت تعيشين في بيتي
    Kira ödemeliyim. Burada ailemizin bir üyesi olarak yaşıyorsun. Open Subtitles أنت تعيشين هنا كجزء من العائلة
    Ne zamandır Harringtonville'de yaşıyorsunuz? Open Subtitles مُنذ متى و أنت تعيشين في مدينة (هارينغتون)؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus