"أنت تَعْرفُ" - Traduction Arabe en Turc

    • biliyorsun
        
    • biliyor
        
    Az önce konuşan bendim, biliyorsun değil mi? Open Subtitles أنت تَعْرفُ ذلك كُنْتَ ني الذي فقط قالَ ذلك، حقّ؟
    Yedek anahtarın yerini biliyorsun. Kız arkadaşların için bıraktığın anahtarı mı kullandıracaksın bana? Open Subtitles إدعُ فيكي إلى منزلي وافعل ماتريد أنت تَعْرفُ أين أَبقي المفتاحَ الإحتياطيَ
    Cerrah olarak kendini kestiğinde senin için... tehlikeli olmayacak yeri zaten biliyorsun. Open Subtitles ك جرّاح، أنت تَعْرفُ بالضبط أين تَقْطعُ نفسك، لذا أنت لَنْ تَكُونَ في أيّ خطر حقيقي.
    Ben kimseye bir şey demeyeceğim, bunu zaten biliyorsun. Open Subtitles أنا لَنْ أَقُولَ لا شيءَ إلى لا أحدِ، أنت تَعْرفُ ذلك.
    Hey Ellen. biliyor muydun, burası çöpleri (arkadaşlarını kastediyor) çöpçülerin getirmediği şehirdeki tek yer. Open Subtitles أنت تَعْرفُ أن هذا هو المكانُ الوحيدُ الذي يقوم فيه الزبَالَ بالتسلّيمُ؟
    En azından bu baş belasının kaç yaşında olduğunu biliyorsun! Open Subtitles على الأقل أنت تَعْرفُ كَمْ كم يكون الكبير فى السن مثيرِا للشغب
    Söylesene Karan, benim hakkımda her şeyi biliyorsun. Open Subtitles أخبرْني كاران، أنت تَعْرفُ كُلّ شيء تقريباً عنيّ
    Cinayet bıçağını senin odanda bulduk, biliyorsun değil mi? Open Subtitles أنت تَعْرفُ بأنّنا وَجدنَا القتلَ السلاح في غرفةِ فندقِكَ، حقّ؟
    Ne kadar çok çalıştığımı adın gibi biliyorsun. Open Subtitles أنت تَعْرفُ تماماً كَمْ عَملتُ بشدّة لأجل هذا
    Ne olduğunu biliyorsun. Ver de gideyim. Open Subtitles أنت تَعْرفُ ماذا يحدث دعْني آخذه
    Wendy ile nişanlanmaya karar verdiğinizde çok sevinmiştim, biliyorsun. Open Subtitles أنا سررت عندما قررتما أنت و"ويندي" إجراء الخِطبَة، أنت تَعْرفُ ذلك
    Adımı biliyorsun, peki sen kimsin? Open Subtitles أنت تَعْرفُ اسمَي, لكن مَنْ أنت؟
    Benim kadar biliyorsun, bu en iyisi. Open Subtitles أنت تَعْرفُ جيدا مثلى ، ان هذا للأفضل
    Eski bir rüya. biliyorsun bu benim yaşamım. Open Subtitles أنه حلمُ قديمُ أنت تَعْرفُ,هذه حياتُي
    Sen zaten içeriği biliyorsun. Open Subtitles لكن لمـاذا؟ أنت تَعْرفُ المادّةَ جيداً.
    Yapman gerekeni biliyorsun. Open Subtitles أنت تَعْرفُ ما يَجبُ عليك َفعلُه
    Beni aptal ve burnu havada buluyor biliyorsun. Open Subtitles تَجِدُني سخيفه و أنت تَعْرفُ ذلك.
    Seçimlerde adaylığımı koymadığımı biliyorsun değil mi? Open Subtitles أنت تَعْرفُ أني لا ادير المكتب الآن؟
    biliyorsun, Gregson izin versin vermesin, bu işi araştıracağım. Open Subtitles أنت تَعْرفُ أنا سَأَتحرّى هذا على أية حال، سواء عِنْدي النّقيبُ Gregson بركة أَو لَيستْ.
    Bu da benim yetkilerim arasındadır, biliyor musunuz? Open Subtitles أنا استطيع أَنْ أعْمَلُ ذلك ، أنت تَعْرفُ
    Ve sen işi öğrenmek için biraz daha çok zaman harcasaydın ve sihirbazlık numaralarıyla daha az vakit geçirseydin bunu biliyor olurdun. Open Subtitles وإذا أنت تَقْضي تَعَلّم الوقتِ أكثر قليلاً حول العملِ وأقل وقت بالخُدَعِ، أنت تَعْرفُ ذلك.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus