özgürsün. Şüphe duyman gerekmiyor, üzücü kararlar almak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أنت حر ، أنت خالي من الشك ، حر من الإضرار إلى اتخاذ قرارات مؤلمة |
özgürsün, McDeere. 400 metre uzakta otobüs durağı var. | Open Subtitles | أنت حر ماكدير هناك موقف للحافلات بعد ربع ميل |
Tamam, Smithers, gitmekte özgürsün. Ve sen, sana da bir soru. | Open Subtitles | حسناً سميذرز، أنت حر وأنت لدي سؤال واحد لك |
Gitmekte Özgürsünüz ama önce, size bir şey göstermek istiyorum. | Open Subtitles | أنت حر في مغادرة، ولكن أولا، أريد أن أريك شيئا. |
Dostum, Serbestsin ama silahı alamazsın. | Open Subtitles | حسنا ياصديقي ، أنت حر وتستطيع الذهاب ولكن بدون البندقية |
Demek istediğim, bir kuş kadar özgürsün ki bu gayet güzel birşey senin için. | Open Subtitles | أعني، كنت، اه، كما تعلمون أنت حر مثل طائر التي على ما يرام لاجلك |
Hadi bakalım, işte oldu tamam ahbap, artık özgürsün git hadi. | Open Subtitles | ها قد بدأنا امسكتك حسناً يا صاح أنت حر الآن |
Beş saat önce bir Amerikan hapishanesindeydin ve şimdi özgürsün çünkü seni ben kaçırdım! | Open Subtitles | منذ 5 ساعات كنت فى سجن أمريكى والآن أنت حر لأننى أخرجتك |
Örneğin, istediğin zaman gitmekte özgürsün. | Open Subtitles | مثلاً، أنت حر بمغادرة هذا المكان متى شئت |
Delinmiş olmasın, Hintçe çok çeşitli bir dildir, kelimeleri kullanmakta özgürsün herhangi bir başka dilde. | Open Subtitles | لا تتعثر، اللغة الهندية عطوفة جدا، أنت حر لستعمال الكلمات من أي لغة أخرى |
İstediğin zaman gitmekte özgürsün; | Open Subtitles | أنت حر لأن تذهب في أي وقت ، ولكنك لم تتحرك من هنا أبداً |
Aleyhindeki bütün suçlamalar geri çekildi ve yepyeni bir hayata başlamak için tamamen özgürsün. | Open Subtitles | لقد أسقطت كل التهم التي ضدك ، أنت حر طليق لتبدأ حياة جديدة حياة رائعة |
Artık Hollandalı'ya bağlı değilsin. özgürsün. | Open Subtitles | أنت لم تعد مرتبطاً بالهولندي الطائر أنت حر |
İstediğin zaman gitmekte özgürsün; | Open Subtitles | أنت حر لأن تذهب في أي وقت ، ولكنك لم تتحرك من هنا أبداً |
Peki, şimdi istediğin gibi olmakta özgürsün, tamam mı? | Open Subtitles | حسنا , اذا أنت حر لتكون أي شخص تريده , حسنا ؟ |
Evet, Quinn, aslında gitmekte özgürsün. | Open Subtitles | نعم ، كوين ، من الناحية الفنية أنت حر في الذهاب |
Gitmekte özgürsün. Ama buraya tekrar park etme. | Open Subtitles | أنت حر لتذهب ,لكن لا تركن سيارتك هنا مجددا |
Hapse gitmeyeceksin, Mike. Hepsi geçti. özgürsün. | Open Subtitles | أنت لن تكون في السجن ولا أنا، كل شيء انتهى ، أنت حر |
- İstediğinizi yapmakta Özgürsünüz. - Bay Roark, burada yalnızız. | Open Subtitles | أنت حر لتفعل ما يحلو لك سيد رورك، نحن وحدنا الأن |
Ondan sonra da bize yardım etmek istemezseniz, size söz veriyorum, gitmekte Özgürsünüz. | Open Subtitles | . إذا لا تثق فى مساعدتنا ، إذن أنت حر للذهاب . هذا وعد منى |
Tanığımızla uyarsa ve meşru müdafaa sayılırsa Moskova'da kalmakta Özgürsünüz. | Open Subtitles | إذا كان يتطابق مع شهودنا وكان الدفاع عن النفس، أنت حر في البقاء في موسكو. |
Gitmekte Serbestsin. Buradaki işin bitti. | Open Subtitles | أنت حر الآن، بإمكانك الذهاب لقد أنتهى دورك. |