"أنت لا ترى" - Traduction Arabe en Turc

• görmüyorsun
• anlamıyorsun
• görmüyor musun
• göremiyor
• görmediniz
• göremiyorsun

Saçma sapan halüsinasyonlarında bunlardan başkasını görmüyorsun! Geçti artık, anneciğim.
أنت لا ترى أيّ شيء في هلوستك السخيفة لقد انتهى كلّ شيء, يا أمّي

Yani kan görmüyorsun, ama burada olduğunu biliyorsun, öyle mi?
أنت لا ترى دماءً إذن لكنك تعرف أنها موجودة؟

Sadece netleştirmek için soruyorum, bir canavar görmüyorsun, değil mi?
فقط للتوضيح أنت لا ترى وحشاً , أليس كذلك؟

- Anlıyorum. - Kesinlikle anlamıyorsun.
أنا ارى ماتعنيه أنت لا ترى ما أعنيه على الأطلاق

Neler olduğunu görmüyor musun ve bu çok belli.
أنت لا ترى الذي تحدث، وهو واضح جدا.

Sen bunun Vegas olduğunu göremiyor musun?
أنت لا ترى بوضوح إنها لاس فيجاس

Ve Ori'ın, kendi inançlarını size zorlamasını görmediniz.
و أنت لا ترى أن "الأوراي" كأنهم فرضوا معتقداتهم عليك؟

-Ağaçlara bakmaktan ormanı göremiyorsun. - İşiyor mu?
أنت لا ترى جوهر الأمر لتدقيقك فى التفاصيل

Yüzlerce kez söyledim, o yazıcıda ne olduğunu görmüyorsun.
للمرّة المئة، أنت لا ترى ما بداخل الطابعة.

görmüyorsun çünki kuralların ötesine bakmıyorsun ben bakıyorum.
أنت لا ترى ذلك لأنك لا تغامر وراء هذه الجدران. أنا افعل.

Sen, o kadını görmüyorsun bile. Kafandaki, onun imgelemi.
أنت لا ترى تلك المرأة,إنها رؤية لها

Ben büyük bir resim görüyorum, sen ise resim falan görmüyorsun!
أنا أرى كل شيء أنت لا ترى أي شيء

Hiçbir şey görmüyorsun, hiçbir şey duymuyorsun baba!
أنت لا ترى شيئا ولا تسمع شيئا أبي

Kendi nefretinden öte bir şey görmüyorsun seni orospu çocuğu!
أنت لا ترى أبعد من حقدك، يا إبن العاهرة

Onun nasıl bir canavar olduğunu görmüyorsun.
أنت لا ترى الوحش الذي أصبح عليه.

Yani o bedende ki biri... anlamıyorsun bile... dans pistinde mucizeler yaratıyor.
أعنى مع رجلا مثله أنت لا ترى ما يحدث ثم يحدث فجأة أمرا سحريا على حلبة الرقص

- Ne yaptığını anlamıyorsun değil mi, Mulder?
- أنت لا ترى ما أنت تعمل، يعمل أنت، مولدر؟

Şimdi anlamıyorsun ama anlayacaksın.
أنت لا ترى ذلك بعد، ولكنك سوف.

Fark görmüyor musun?
أنت لا ترى فرقاً..

Arkadaşın Antonio'yu görmüyor musun?
أنت لا ترى صديقك أنطوني

Şunu görmüyor musun?
أنت، أنت لا ترى ذلك؟

Yani sen hiç göremiyor musun?
إذن أنت لا ترى شيئاً أطلاقاً ؟

- Haberleri görmediniz mi?
أنت لا ترى هذا الخبر؟

Çünkü kendi hayatıma bakıyorum da Şu anda birçok güzellikle çevrelenmiş durumda, vesenhiçbirşey göremiyorsun.
لأني أنظر لحياتي و هي محاطة بالكثير من الجمال و أنت لا ترى أي شيء