Ama sıcaklığa, şefkate, ağlayacak bir omza, gülücüğe, kucaklaşmaya ihtiyaç duyduğunda bir suçlu gibi, karanlık köşelere gizlenmek zorundasın. | Open Subtitles | لكن لو تريد بعض الدفء وكتف تبكى عليه وابتسامة تحتضنك000 أنت يجب أن تختبىء فى الزوايا المظلمة مثل المجرم |
"Kapa çeneni seni köpek, hak ediyorsun..." "...acı çekmek zorundasın!" diyordu." | Open Subtitles | إخرس ايها الكلب أنت تستحقّ ذلك ، أنت يجب أن تعاني |
İşte bunun gibi Sen de en azından başkan olmalısın. | Open Subtitles | إنه بالفعل هكذا أنت يجب أن تكون رئيس على الأقل |
Hans, anlaman gerekir .. biliyor musun , bitmiş bu ? | Open Subtitles | هانز، أنت يجب أن تدرك بأن كل شىء انتهى، تعرف هذا؟ |
Kabul etmelisin, kovalamaca çok keyifli olabiliyor. | Open Subtitles | أنت يجب أن تعترف ، المطاردة من الممكن أن تكون مبهجة |
Ağabeyinin başına gelenler senin de başına gelmesin diye bulduğunuz şeyi bana versen iyi olur. | Open Subtitles | لكي الذي حدث إلى أخّيك لا يحدث إليك، أعتقد أنت يجب أن تسلّم الذي يعترض عليني الآن. |
Sen tek adam olmak istiyorsun. Senin tek adam olman gerekiyor. | Open Subtitles | تريد أن تكون الشخص الوحيد أنت يجب أن تكون الشخص الوحيد |
Okuduktan sonra, bana gelip ne düşündüğünü söyleyeceğine söz vermelisin, tamam mı? | Open Subtitles | أنت يجب أن تعدينى بأنه عندما تقرأيه، تـأتى تخبريني رأيك. |
Bu eşyaları koyacak başka bir yer bulmak zorundasın. | Open Subtitles | أنت يجب أن تجد آخر ضع وإخزن كل هذه المادة. |
Tanrım, eğer varsan, ki olmak zorundasın bize merhamet et! | Open Subtitles | ربنا .. أنت في مكان ما أنت يجب أن تكون في مكان ما إرحمنا |
Yemin ederim önce beni öldürmek zorundasın. Önce beni öldürmelisin. | Open Subtitles | أنت يجب أن تقتلني أولا، أقسمت أنت يجب أن تقتلني أولا |
Arada sırada kurallarda istisna yapmayı öğrenmek zorundasın, Lucy. | Open Subtitles | أنت يجب أن تأخذي في إعتبراك كسر إحدى تلك القواعد أحيانا، لوسي. |
Sen de geçer karşıma keyfi için beni kullanan her adi herifi seyredersin artık. | Open Subtitles | و أنت يجب أن تقف أيضا و تعذب أى خادم يستغلنى لمرضاته |
O zaman Sen de her gün yemek yememelisin. | Open Subtitles | أبي. ثم أنت يجب أن لا تأكل كل يوم .. جاك. |
- Bu bir şey yapmamaksa. Sen de böyle şanslı olsan, Tom. | Open Subtitles | إذا كان هذا لا شئ، حسنا أنت يجب أن تكون محظوظ جدا يا توم |
Hepsinin kökünü kazımak gerekir. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع معالجتهم كبشر. أنت يجب أن تبيدهم. |
Buradan çıkmam için üstlerini ikna etmelisin. | Open Subtitles | أنت يجب أن تقنع رؤسائك للترك أترك هذا المكان. |
Araç sigortan yoksa dişlerini sigortalatsan iyi olur çünkü dişlerini toz yapacağım! | Open Subtitles | إذا لم يكن لديك تأمين لسيارتك أنت يجب أن يكون لديك طبيب أسنان لأنني سوف أُحطم أسنانك الى غبار |
Onları geri getiremezsin, bunu bilmen gerekiyor. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع إعادتهم، أنت يجب أن تعرف ذلك. |
Ama Emily lütfen, ...lütfen şimdi karar vermelisin. | Open Subtitles | لكن، إيميلي، رجاء. رجاء. أنت يجب أن تجعل رأيك فوق الآن. |
Midem bulanmaya başladı. Çünkü oturup bekliyorsun. Hâlbuki plan yapmalısın. | Open Subtitles | أنت فقط تجلس هناك أنت يجب أن تفكر في خطة |
Kolunu şöyle yuvarlak yapıp sok, yavaşça böyle serbest bırakmalısın. | Open Subtitles | أنت يجب أن تكأس ذراعك في القاع باحكام وبعد ذلك حررها ببطئ مثل هذا. |