"أنسب" - Traduction Arabe en Turc

• mükemmel
• en uygun
• için doğru
• daha uygun
• için en iyi
• için uygun

Bunu açmak için mükemmel bir zaman. Bundan daha özel olamazdı.
هذا هو أنسب وقت لأفتحه لن يكون هناك وقت أنسب لهذا

Naruto bir yana, Hinata'nın Byakugan'ı Kiba ve Akamaru'nun koklama yeteneğiyle birleşince bu görev için mükemmel olur.
لاتعليق لدي لناروتو, وهيناتا تملك البياكوجان,بالإضافة إلى كيبا وأكامارو ومهارتهم في شم الروائح,إنها أنسب مهمة لكم

Hep kullanmak istemiştim ve bu mükemmel bir fırsat.
وهذه أنسب فرصة وردني اتصال للتو من ايثان لورنس من قسم الآثار المصرية

Jerry, eğer bunuokuyorsan, Darlene ile yattım. Üzgünüm dostum. Sana anlatmanın en uygun yolu buydu.
آسف يا رجل ولكنني أحسست أن هذه هي أنسب طريقة لإخبارك، أراك الليلة في الملهى

İyi bir yazardım. Bunun benim için doğru iş olduğunu düşündüm.
وكنت كاتـبة جــيدة وكان هذا أنسب شــئ أفعله

Bay Palmer, onbaşıyı daha uygun bir çalışma zeminine alalım.
سيد (بالمر)، لنأخذ عريفنا إلى مكان أنسب من ذلك للعمل.

Bana onun için en iyi plan en asagi 12 adimdan olusur gibi geliyor.
يبدو لي أن أنسب مخطط له هو برنامج مدمني الخمور.

Zaman ve fırsat benim için uygun.
فلا أنسب لقتلي من هذه الساعة وهذه السانحة

Bu su birikintileri bir balığın yaşayabilmesi için, rekabetten ve yırtıcılardan uzakta, mükemmel bir yer gibi görünüyor.
تبدو هذه البركات أنسب مكان ليعيش به السمك. معزولة وخالية من المنافسين والمفترسين.

Çocuğumun babası olacak mükemmel adamı arıyorum.
كنت أبحث عن أنسب رجل لأن يكون أباً لطفلي

Bizi politik dönekler olarak göstermeden pozisyon almamız için mükemmel bir fırsat.
إنه أنسب وقت لتغيير موقفنا بدون إن نبدو كإنتهازيين

Dişiler mükemmel bir eş arıyorlar erkekleri seçerken sadece iyi dansçı olanları değil kimlerin dans pistinde en iyi noktaları elde etmek için dövüşebileceğine bakıyorlar.
تبحث الإناث عن أفضل شريك لا تختار أنسب الراقصين وحسب لكن من يستطيع القتال ويحظى بأفضل البقاع على أرضية الرقص

Ve ona havalı olduğumu göstermek için söyleyeceğim mükemmel şeyi de buldum.
و أيضا وجدت أقصر و أنسب شىء لأقوله لأريها إنى رائع

Doğa ise, belirli bir ortama en uygun yavruları seçer.
أما الطبيعة فتختار أنسب الحيوانات الصغيرة لبيئة معينة،‏

Bugün senin anına yapılacak en uygun şey kör kütük sarhoş olup Vikings'in Bears'ı köpeği yapacağı maçı izlemek olur diye düşündüm.
أظن أن أنسب طريقةٍ لتخليد ذكراكَ اليوم هي أن نشرب حتى الثمالة ونحن نشاهد فريق " الـ " فايكنغز " وهو يسحق فريق الـ " بيرز " فليحيا فريق " الفايكز

Bunu söylemek için doğru zamanı kolluyordum ve şu an da gayet uygun duruyor.
أحاول إيجاد الوقت المناسب لقول هذا وهذا يبدو أنسب وقت

Evet, zaten H.R. bunun için doğru bir zaman olmayacağını söylemişti. Yara bandını çekip kurtulmalıyız.
{\pos(190,220)}أجل، (إتش آر) قال إن هذا أنسب وقت علينا مصارحته فحسب

Bence senin evin daha uygun olur.
أعني، أعتقد أن شقتك ستكون أنسب.

Size daha uygun kalacak yer bulabilirim.
ربما أستطيع أن أوجهكِ لمنزلٍ أنسب

Yani iş için en iyi adayın o olduğundan kesinlikle emin olmalıyım.
لذا عليّ أن أكون واثقة جدّاً أنّه أنسب شخص للوظيفة.

Treni durdurmak için en iyi yerleri biliyor.
أنسب مكان في الأنفاق لإيقاف القطار

Konuşmak, saygılı olmak için uygun anı bulmaya çalışıyorum sadece.
أحاول فقط تحديد أنسب وقت لأتحدث معها وأظهر الاحترام