Günümüz insanı olarak tabiatıyla kendi Facebook grubumuzu kurduk. | TED | و لكي نساير العصر، فقد أنشأنا مجموعة خاصة بنا علي الفايسبوك. |
Ulusal Sağlık Enstitüsü nezdinde, bu yeni ilerleyen dönüştürülebilir bilimler adına ulusal merkez kurduk. | TED | في المعاهد الوطنية للصحة، أنشأنا المركز الوطني للنهوض بالحركة العلمية. |
Bir topluluk haritası oluşturduk, Ushahidi'yi kurduk. | TED | لقد أنشأنا خريطة للتجمعات, لقد أنشأنا أوشاهيدي. |
Çatıya ışık enerjisi ile voltaj üretebilen "photovoltaic"leri yerleştirerek koca bir değer yarattık. | TED | لذا أنشأنا ثروة ضخمة بوضع وحدات الطاقة الشمسية على السطح هناك |
Bir uyum odası oluşturduk ışıklar, müzikler ve güneşlikler insanların ruh haline göre ayarlanıyordu. | TED | أنشأنا الغرفة المستجيبة حيث الأضواء والموسيقى والستائر تتعدل حسب رغبتك. |
Anlaşılan seninle harita arasında istediğim gibi psişik bir bağlantı açtık. | Open Subtitles | يبدو أننا أنشأنا اتصالاً روحياً بينكِ وبين الخريطة، وذلك ما أردته |
Annemle babam da gidebileceği bir yere ihtiyacı olduğuna karar vermişler böylece bir yaşlılar evi kurduk. | TED | ووجد والداي أنه بحاجة إلى مكان ليذهب إليه، لذلك أنشأنا دارًا للمسنين. |
Ancak o zaman altyapıyı, idari ve finansal yapıyı kurduk. | TED | وعندئذ فقط أنشأنا البنية التحتية والإدارية والمالية. |
Bunu yaparken ön yargılarını keşfetmeye gönüllü olan diğer yargı yetkililerine uygulanabilecek bir model kurduk. | TED | وبذلك الشكل، أنشأنا نموذجًا يمكن تطبيقه على محاكم أخرى ترغب في دراسة مدى تحيزها. |
Birseyleri farkli yapmamiz gerekiyordu ve birinci basamak goz merkezleri dedigimiz gorme merkezlerini kurduk | TED | لذلك وجب علينا أن نفعل شيئا مختلفا ، لذلك أنشأنا ما نسميه المراكز الأولية للرعاية الصحية للعين، مراكز بصرية. |
Halı dokuma üniteleri kurduk kadınlar için meslek eğitimleri verdik. | TED | أنشأنا وحدات نسيج للسجاد، دورات تدريبة للنساء. |
Medya laboratuvarımızı kurduk, gerçekten kulağa güzel geliyor. | TED | أنشأنا مختبر وسائل الإعلام، هذا يبدو وكأنه قصة حقيقية كبيرة. |
Karmaşıklıkla başa çıkabilmek için, alışılmışın dışında bir sistemi geliştirmek için, basit kurallara dayalı akıllı yalınlık yaklaşımı dediğimiz şeyi yarattık. | TED | لذا للتعامل مع التعقيد، لتحسين نظام جديد، فقد أنشأنا ما نسميه بأسلوب البساطة الذكية المرتكز على قواعد بسيطة. |
Bu bilginin paylaşımını kolaylaştırmak için 1990'ların başında internet ağını yarattık. | TED | لتسهيل مشاركة هذه المعلومات، أنشأنا الويب أوائل التسعينات |
Etkili bir şekilde dijital bir kukla yarattık, böylece Brad Pitt kendi yüzü üzerinde çalışabilecekti. | TED | لذلك ، على نحو فعال أنشأنا دمية براد بيت الرقمية التي يمكن أن تعمل على وجهه. |
Birlikte, okuluma gelemeyen erkekler ve kızlar için cinsiyet eşitliği, sağlık ve insan hakları hakkında hayati bilgiler paylaşarak bir eğitim programı oluşturduk. | TED | أنشأنا معًا برنامجًا تدريبيًّا للفتيات والأولاد الذين لم يتمكنوا من الحضور إلى مدرستي، مشاركين بمعلوماتٍ حيوية عن المساواة بين الجنسين والصحة وحقوق الإنسان. |
Bu yüzden son 12 yılda, meslektaşlarım ve ben Morehouse Tıp Fakültesi'nde kronik hastalıkları tedavi eden teknoloji tabanlı bir uygulama oluşturduk. | TED | ثم في 12 سنة الأخيرة، أنا وزملائي بمدرسة مورنوس للطب أنشأنا تطبيقا تكنولوجيا للمساعدة على العناية بالمرضى المزمنين. |
Sadece Amerikada 2000'in üzerinde şube açtık, | Open Subtitles | لقد أنشأنا أكثر من 2،000 عامل في أمريكا الشمالية وحدها، |
Crandall, yeni bir iniş noktası açtık. | Open Subtitles | كراندال , أنشأنا منطقة هبوط جديدة. |
Ve bakı şu işe! New York'taki ilk yenilebilir duvarı meydana getirdik. | TED | والمفاجأة أننا أنشأنا أول جدار داخلي قابل للأكل في مدينة نيويورك. |
Daha sonra, yalnızca onu öyle bırakmak yerine; bir Googlette (Google'cık) yaptık. yani Google içerisinde yeni küçük bir proje olarak gördük. | TED | ومن ثم، بجانب النظر فقط على مهد الطفل، أنشأنا قوقليت، الذي هو في الأساس مشروع صغير في قوقل. |
Güvenlik çemberi oluşturacağız Bissel geçidinin iki tarafında da barikatlarımız var. | Open Subtitles | لقد أنشأنا حدود خارجية وضعنا حواجز طرق في كلا إتجاهين ممر (بيسيل). |