"أنظر الى" - Traduction Arabe en Turc

• bakın
• bakıyorum
• baksana
• bir bak
• Bana bak
• bakmadım
• bakıp
• içine bak

En azından kimse ölmedi efendim, bir de o yönden bakın.
سيدي ، أنظر الى الامور بشكل إيجابي لم يقتل أي شخص

Kalplerinize bakın. Size acı veren şeyin ne olduğunu keşfedin. Ve sonra, ne koşul altında olursa olsun, bu acıyı başkasına da yaşatmayı reddedin.
أنظر الى قلبك. أكتشف ما يسبب لك الألم. ومن ثم أرفض،تحت اي ظرف تسبيب ذلك الألم لأي شخص آخر.

Ama şimdi bu yere bakıyorum bulmamız için tam yolumuzun önüne bırakılmış.
ولكن الأن أنا أنظر الى هذا المكان و أضع الحق فى طريقنا

Bir sürü laf ettin, değil mi? Şuna bir baksana.
لا سمعتك أنت قلت بعض الكلمات , أنظر الى هذا

Şu resimlere bir bak..zengin ailen ve bu gezegendeki kimse sana inanmaz
أنظر الى تلك الصور يستطيعوا الوصول الى عائلتى وأى شخص على الكوكب

Bana bak, babalık. Tam bir baş ağrısısın ve haklısın.
أنظر الى هنا أيها العجوز أنت ألمتني في مؤخرتي

Evime gitmedim, ardıma bakmadım.
لم أعود الى المنزل ولم أنظر الى الخلف أبدآ

Gelen kana bakın. Artık kan tükürüyor.
أنظر الى الدماء فى وجهه انها نافورة من الدماء

Şu yaşadığınız yere bakın.
أنظر أين تعيش.. ؟ أنظر الى المكان الذي وضعوك فيه..

Oturun. Rahatınıza bakın. Gündelik işlerinize ara verin.
تفضل بالجلوس , إخلى ذهنك أنظر الى العالم بمنظور أخر

- Emin misin? Şu an sözleşmeye attığı imzaya bakıyorum.
أجل, أنا أنظر الى توقيعهُ على نسخة من عقد الإيجار

Bunu cebime koyacağım. Ben miyopum, İlerideki işaretlere bakıyorum, onları zorlukla görüyorum.
يجب أن أضع هذا في جيبي. أنا قصير النظر. أنظر الى العلامات في النهاية، أستطيع رؤيتها بصعوبة.

Sanırım haklısın ama bazen Matrix'te makinelere bağlı yaşayan insanları düşünüyorum sonra bu makinelere bakıyorum ve bizim de onlara bağlı olduğumuzu, düşünmeden edemiyorum.
نعم، أظن أننا نملكها، ولكن.. أحيانا ً أفكر بهؤلاء الذين لا يزالون في الماتركس وعندما أنظر الى هذه الالات

Denizin, gökyüzünün ve pembe ve yeşil binaların rengine baksana.
أنظر الى الالوان البـحـــر و السمـــاء والبنايات الوردية والخضراء.

Hayır Franco. En büyük iştirakçilerimizden biri. Kimliğine baksana.
لا يا فرانكوا إنه واحد من أكبر المساهمين أنظر الى بطاقته

Şu mahalleye baksana Schmidt. Hiç iyi işler çevirmiyor.
أنظر الى هذا الحي ياشميدت يبدو سيئا للغايه

Nelerin üstesinden geldiğine bir bak. Bu gece, bunların bir kutlaması.
أنظر الى كل ما قمت به اليوم هو تتويج لكل ما حققته

Sana ne yaptığına bir bak baba!
أنظر الى ما قد سمحت لها أن تفعل بك، يا أبي

-Aramaya devam edin! -Dur, şuna bir bak.
إستمرى فى البحث إنتظر, أنظر الى هذا

Polisler her an burada olabilir. Bana bak.
الشرطه سوف تكون هنا فى أى دقيقه أنظر الى

Malzemelerimi sattım, bir trene atladım ve bir daha arkama bakmadım.
بعت عتادي و ركبت القطار ولم أنظر الى الخلف أبدا

Bazen etrafıma şöyle bir bakıp "Nasıl oldu bunlar?" diyorum.
في بعض الاحيان أنظر الى حولي واتساءل كيف حدث هذا؟

Baba, sadece gözümün içine bak ve bana yanıldıklarını söyle, ve sana söz veriyorum, hep arkanda olacağım, çünkü seni seviyorum, baba.
أبي فقط, أنظر الى عيني وأخبرني,أنهم مخطئين, وأعدك أنني سأقف معك لأنني أحبك يأبي