Bunu söylemene sevindim, Liesl. İyi iki arkadaş oluruz. | Open Subtitles | سعيدة أنك أخبرتني بهذا يا ليزيل سنكون فقط صديقتين عزيزتين. |
Siktirip gitmemi söylemene rağmen bütün maaşını sana ödüyorum. | Open Subtitles | لقد دفعت كل رواتبك المتأخرة رغم أنك أخبرتني بأن أبتعد عنك |
Geçmişe bakıp, her gün pişmanlık duyacağını söylemene rağmen mi? | Open Subtitles | ...حتى حقيقة أنك أخبرتني بأنك ستنظر إلى الماضي... وتأسف عليه في كل يوم ؟ |
Birlikte olduğun tüm kızları anlattığını söylemiştin bana ama ne kuzeninden, ne fahişelerden ne de Raj'dan bahsetmiştin! | Open Subtitles | بيرناديت" ، إسمعي" - لقد كذبت عليّ - لقد قلت أنك أخبرتني بكل الفتيات التي كنت معهم "لكنك لم تذكر أبداً قريبتك أو العاهرة أو "راج |
Bana her şeyi anlattığını söylemiştin. | Open Subtitles | قلت أنك أخبرتني كل شيء |
Keşke bana söyleseydin. | Open Subtitles | أتمنى فقط لو أنك أخبرتني |
Hayır dostum, söylemene sevindim. | Open Subtitles | لا يا رجل، أنا سعيد أنك أخبرتني |
Güzel, söylemene sevindim. | Open Subtitles | جيد، أنا مسرور أنك أخبرتني |
söylemene sevindim. | Open Subtitles | مسرور أنك أخبرتني |
Sana söz veriyorum ki bana anlattığını ona söylemeyeceğim. | Open Subtitles | أعدك، لن أقول له أنك أخبرتني |
- anlattığını hatırlamıyorum, hayır. | Open Subtitles | -لا أعتقد أنك أخبرتني بها |