Bu hastalıkların hepsinin... ...bedenlerimizin geliştiği çevreden... ...bugün çok farklı bir çevrede yaşadığımız... ...gerçeğiyle doğrudan ilgisi olan... ...güçlü evrimsel bir bileşeni vardır. | TED | كل هذه الأمراض تحمل عنصرا تطوريا قويا يتصل مباشرة بواقع أننا نعيش اليوم في بيئة مختلفة جداً .عن تلك التي تطورت فيها أجسادنا |
Merak ve tutkunun hakim olduğu bir hayat yaşadığımız sürece hepimizin içinde bir parça Leonardo vardır. Teşekkür ederim. (Alkışlar) | TED | طالما أننا نعيش حياة الفضول والعاطفة هناك قليلاً من ليوناردو في كل منا شكرا لك تصفقيق |
Şans eseri, yaşadığımız zamanda ortaya çıkan teknolojiler bu sorunu çözmemize yardımcı olabilirler. | TED | لحسن الحظ، أننا نعيش الآن في الوقت الذي تساعدنا فيه التقنيات الناشئة في حل هذه المشكلة. |
Sorunun kökeni de bu zaten. Modern zamanlarda yaşadığımızı sanıyoruz. | Open Subtitles | حسناً، هذه هي المشكلة نعتقد أننا نعيش في العصر الحديث |
Ancak nereden bakarsanız bakın her saniye daha da dijital hâle gelen bir dünyada yaşadığımızı inkâr etmek oldukça zor. | TED | لكن بغض النظر عن موقفنا تجاهه، من الصعب إنكار أننا نعيش في عالم يصبح رقمياً أكثر وأكثر كل ثانية. |
- Durun biraz. Durun. 1814 numarada oturuyoruz. | Open Subtitles | أنتظروا أنتظروا أنتظروا أننا نعيش فى المنزل رقم1814 |
Tabii ki bağlamımız, teknolojinin bizim üstel hızımızı kestiği bir zamanda yaşıyor olmamız, üstelik biyolojik alem de bu durumun dışında değil. | TED | السياق، بطبيعة الحال، هو أننا نعيش في عصر تسيطر فيه التقنية على حاضرنا بسرعة فائقة، والمجال البيولوجي ليس استثناءً. |
Belki de yer ve zaman açısından sonsuz bir evrende yaşıyoruz. | TED | من المحتمل أننا نعيش في كون لا متناه في كِلا الزمان و المكان |
Sıklıkla, cildimizin doğuştan yetersiz adapte olduğu ortamlarda yaşadığımız gerçeğinin farkında değiliz. | TED | حسناً، عادة نحن غير واعين بحقيقة أننا نعيش في بيئات فيها جلودنا هي بطبيعتها سيئة التكيّف. |
Biz demokraside yaşadığımız için, süreci terse çevirdim. | Open Subtitles | بما أننا نعيش فى دولة ديموقراطية فإننى أعكس الإجراء |
Ama ne kadar çabalarsam çabalayayım barış içinde yaşadığımız şu zamanda tüm çabalarım sonuçsuz çıktı. | Open Subtitles | ولكن محاولتى باءت بالفشل حيث أننا نعيش فى عصر السلام وكل جهد بذلته بات بلا جدوى |
Bir çocuğun yetişkin gibi suçlandığı.... ...isterik bir ülkede yaşadığımız için Tanrıya şükürler olsun. | Open Subtitles | الحمد لله أننا نعيش في بلد ،لا يتهاون بالجريمة لدرجة أن طفلاً يُحاكم كالراشدين |
Bak, davranışımı yaşadığımız stresli dönemle ve sabrımın sonuna gelmemle açıklayabilirim. | Open Subtitles | إسمع سأحاول شرح سلوكي بقول أننا نعيش في وقت شديد |
Başka bir grup da simülasyon içinde yaşadığımızı düşünüyor. | TED | وآخرون يقولون، أننا نعيش في عالم محاكى. |
Ancak etrafımıza baktığımızda tamamen ilginç şeylerle, yıldızlarla gezegenlerle,ağaçlarla sincaplarla yaşadığımızı görüyoruz | TED | ولكن عندما ننظر حولنا نجد أننا نعيش في كون ملئ بالأشياء المثيرة، ملئ بالنجوم، والكواكب، والأشجار، والسناجب. |
(Gülüşmeler) İnsanlar aşırı bilgi çağında yaşadığımızı söylüyor, değil mi? | TED | الناس يقولون أننا نعيش في عصر مليء بالمعلومات الزائدة. |
Şuna benzer dronlarla dolu bir şehirde yaşadığımızı hayal edelim. | TED | لنتخيل أننا نعيش في مدينة تحلق بها تلك الطائرات، كهذه مثلاً |
Şimdi aslında üç boyutlu bir evrende yaşadığımızı hesaba katalım. Üç boyutlu uzay tamam mı? | TED | والان وبالأخذ بالإعتبار أننا نعيش في كون ثلالثي الأبعاد ، حسنا ، فضاء ثلاثي الأبعاد. |
Sanırım aynı semtte oturuyoruz. | Open Subtitles | لابد و أننا نعيش في نفس المنطقه. |
Evinizin yanındaki evde oturuyoruz. | Open Subtitles | أننا نعيش فى المنازل المجاورة لك |
Bu kadar şüpheci zamanlarda yaşıyor olmamız ne ayıp. | Open Subtitles | - أوليس جميلاً , أننا نعيش في زمن الشكوك ؟ |
bu da şudur ki biz becerikli bir evrende yaşıyoruz ve harikulade bir gezenin bir parçasıyız. Ve etrafımız dehayla çevrili. | TED | هو أننا نعيش في كون مقتدر، و أننا جزء من كوكب رائع. وأننا محاطون بالعباقرة. |