Bizim mesleğimiz bu, hatta tarihsel olarak bile aynı. Bugün bile aynı şeyi yapıyoruz. | TED | هذه هي مهنتنا , حتى تاريخيا .. هذه مهنة المهندسين حتى الآن أننا نقوم بالشيء نفسه. |
Fakat şöyle bir şey var ki biz bunu zaten sınırlı bir şekilde yapıyoruz ve bu çoktan büyük bir fark yaratmaya başladı bile. | TED | ولكن الحقيقة أننا نقوم بهذا الأمر على نطاق محدود وقد بدأ الأمر يشكل فارقا ملحوظا |
Eğer onların dikkatini çekiyorsak bir şeyleri doğru yapıyoruz demektir. | Open Subtitles | وهذا يعني أننا نقوم بعمل جيّد مادمنا نجذب انتباههم |
Her gün birlikte yolculuk yaptığımızı biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرف أننا نقوم بنفس الرحلة معا كل يوم تقريبا؟ |
Burada nasıl bir soytarılık yaptığımızı sanıyorsunuz siz? | Open Subtitles | مانوع العروض السخيفة التي تعتقد أننا نقوم بها؟ |
- Oğlunuzu bulmak için herşeyi yapıyoruz. | Open Subtitles | أؤكد لكي أننا نقوم بكل شيء لإيجادطفلكالصغير. |
Ama madem bu işi zor yoldan yapıyoruz işin içine bir de saati katalım, olur mu? | Open Subtitles | ولكن بما أننا نقوم بهذا بالطريقة القاسية فلنضع موعد لهذا، هلا فعلنا؟ |
Sanırım şimdi imkansız ve garip şeyler yapıyoruz. | Open Subtitles | أعتقد أننا نقوم بالأشياء المُستحيله الآن |
Cinsellik hakkında olgun bir konuşma yapıyoruz sanmıştım. | Open Subtitles | .. لقد أعتقدت أننا نقوم بالتحدث بعقل عن الجنس. |
Kesinlikle yani sokaktaki suçlarla savaşmak için, üzerimize düşeni yapıyoruz. | Open Subtitles | أقصد أننا نقوم بمهمتنا لكفاح الجريمة ونتظيف الشوارع |
İşimizi ilaç ve teknolojiyi kullanarak yapıyoruz, ama en önemlisi diğer insanların acısını ve yaşadıklarını anlamak için savaşan profesyonellerin şefkati ile yapıyoruz. | Open Subtitles | نقوم باداء مهامنا مستعينين بالدواء والتكنلوجيا ولكن الأهم من ذلك أننا نقوم به بالتعاطف من قبل المتخصصين الذين يكافحون ليتفهموا آلام وتحديات المرضى |
Şüpheliyi yakalamak için elimizden geleni yapıyoruz. | Open Subtitles | فقط أننا نقوم بكل مانستطيع القيام به للقبض على المشتبه به |
Diğer herkes zemine takılırken biz kaykayda daha önce kimsenin görmediği şeyler yapıyoruz. | Open Subtitles | بينما الجميع عالقين على الأرض، أننا نقوم بأشياء على الأرض لم يسبق لأحد أن رآها من قبل. |
Bu son 30 yılda, füzyonda kat edilen ilerlemenin eğrisi. Gördüğünüz gibi, bu işe başladığımız zamankinden 10.000 kat daha iyi füzyon yapıyoruz. | TED | هذا هو منحنى الناتج الخاص بالانصهار في غضون الثلاثين سنة الماضية، ويمكنكم أن تروا أننا نقوم الآن بعمليات انصهار أكثر ب 1000 مرة مما كنا نقوم به عندما بدأنا. |
Bilirsiniz, birisinin bir tekerleği sıkıştı ve çalışmıyor, ön tekerleklerden birisi, Bu nedenle şunu yapıyoruz, onu geri geri sürüyoruz. | TED | و تعلمون أن إحداهما لديها عجلة معطلة و عالقة من العجلات الأمامية، و لذلك فإن ما نفعله الآن هو أننا نقوم بقياتها بشكل عكسي إلى الوراء |
En önemlisi bunu kredi, hisse senetleri, finansal kiralama şekillerinde yapıyoruz -- bilirsiniz birini desteklemek için hangisi en uygunsa. | TED | ما هو أكثر أهمية هو أننا نقوم بذلك إما في شكل قروض أو أسهم أو إيجار ماليّ -- كل ما هو مناسب لدعم أي شخص. |
- Adams'a karşı atak için bir plan yaptığımızı söyle. | Open Subtitles | أخبره أننا نقوم بتطوير "خطة للرد على "آدمز بماذا ؟ |
Bunu rahatlamak için doğruyu bulmak için yaptığımızı sanıyordum ünlü, göz kamaştırıcı bir maymuna dönüşmek için değil. | Open Subtitles | اعتقدتُ أننا نقوم بهذا لنذهب بعيدًا و نجد الحقيقة لا أن نصبح قردة مشاهير |
Hikâyenin basit şeklini vereceğimizle ilgili bilinçli tercih yaptığımızı anlıyor musun? | Open Subtitles | أنت تتفهم أننا نقوم بخيارٍ صحيح الآن بتقديم النسخة المملة من القصة؟ |
Babamın tüm bunları para için yaptığımızı düşündüğünü söyledi annem. | Open Subtitles | لقد أخبرتني أمي للتو أنها تعتقد أننا نقوم بهذا لأجل المال. |
Burada insanların hayatlarını değiştirecek bir şeyler yaptığımızı sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أننا نقوم بأمر حقيقي، نُغير حياة أشخاص كُثر. |