Biraz önce hastanedeydim. Doktor iyi olduğumu söyledi. Kalıcı bir hasar yokmuş. | Open Subtitles | لقد ذهبت للمستشفى و قال الطبيب أنني بخير لا يوجد ضرر دائم |
Seni arayıp iyi olduğumu söylemeliydim. | Open Subtitles | كان يجب علي أن أتصل بك و أعلمُك أنني بخير |
Biraz süre verdiler,ve geri geldim, yüzüme gülücük koydum, ve herkes iyi olduğumu zanneti. | Open Subtitles | أعطونياجازةلبعضالوقت, وعندماعدت,وضعت بسمة علىوجهي, و الجميع ظن أنني بخير |
...halbuki Ben iyiyim. | Open Subtitles | أنكِ لا تعتقدين أنني بخير مع ذلك بينما أنا بخير |
Brakebills tam anlamıyla peri masalı olmayan Kendimi iyi hissettiğim ilk yer. | Open Subtitles | براكيبيلس هي أول مكان اشعر أنني بخير فيه انها ليست حرفيا خرافة |
İyi olduğumu söyleyemeceğim, ama yapabildiğim her şeyi yaptım. | Open Subtitles | لا أستطيع ان أقول أنني بخير لكن سوف أفعل ما بوسعي |
Tekrar dövüşerek buradaki insanlara iyi olduğumu kanıtlamam gerek. | Open Subtitles | أنوي التنافس من جديد لأثبت للجميع أنني بخير ولم أصب |
Yetimhanedeyken bakıcılara hep şarkı söylerdim, böylece iyi olduğumu bilirlerdi. | Open Subtitles | يمكنني أن أغني لك لقد اعتدتُ أن أغني للراهبات في الملجأ حتى يعلموا أنني بخير |
Bu sabah çocukları, sakin olmaları ve benim de iyi olduğumu söylemek için aramıştım. | Open Subtitles | سابقاً اليوم , كنت أهاتف أبنائي لأؤكد لهم بطمأنينة أنني بخير هذه ربما آخر مرة أتكلم معك |
Arkadaşlarıma iyi olduğumu haber verebilir misiniz? | Open Subtitles | من عدم وجود أي عظمة أخرى مكسورة هل يستطيع أحد أن يخبر أصدقائي أنني بخير |
Şimdi, bir adam nasıl öldürlür buymuş demek. Biri kocama iyi olduğumu söyleye bilir mi? | Open Subtitles | الآن, هكذا تقتُل رجُل. هل ترسلوا أحد لأعلام زوجي أنني بخير |
Eğer aileme iyi olduğumu söylersen ne istersen yaparım. | Open Subtitles | سأفعل فعلاً أي شئ تطلبه إن فقط أخبرت والدي أنني بخير |
Benim için çok şeyi riske attılar. İyi olduğumu haber vermeliyim. | Open Subtitles | لقد خاطروا بأنفسهم لمساعدتي ويجب أن أخبرهم أنني بخير |
Kesinlikle. Anneme iyi olduğumu... | Open Subtitles | تماماً، لذا أخبر أمي أنني بخير وسأتصل بها عندما أستطيع. |
Aileme ulaşmam gerek. Onlara iyi olduğumu haber vermeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أتواصل مع والديّ ويجب أن أعلمهما أنني بخير |
Ona, benim iyi olduğumu ve seni rahat bırakmasını söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأقول له أنني بخير وأنه يجب أن يدعك وشأنك |
Şu öğretim görevlisi Benedict Arnold'a iyi olduğumu söyleyebilirsin... | Open Subtitles | يمكنك أن تخبر أن مساعدي في التدريس الواشي أنني بخير |
Ben iyiyim. İyiyim dedim. Uğraşma benimle, tamam mı? | Open Subtitles | أنا بخير , لقد قلت أنني بخير لننهي هذا , حسناً ؟ |
Bir şeyler gördüğümü sanmıştım, ama görmemişim sanıyorum ve Ben iyiyim. | Open Subtitles | نعم ، لكني اعتقدت أني رأيت شيئاً ما و أعتقد أنني لم ارى شيء و أعتقد أنني بخير |
Kendimi iyi hissetmiyorum. | Open Subtitles | إذا جيدة ـ أجرة لا أشعر أنني بخير أحس قليلاً |
- Parayı çaldın. İlaçlar için aldım çünkü Kendimi iyi hissetmiyordum. | Open Subtitles | أحتاجها للعلاج ، لأنني لا أشعر أنني بخير |
O lokantadaki yemekten zehirlendiğini düşünüyor ve benim iyi olduğumdan emin olmak istemiş. | Open Subtitles | إنها تظن أنه أتاها تسمّم طعام من ذلك المطعم وقد أرادت أن تتأكد أنني بخير |
Affedersiniz. Tuvalete gitmek zorundayım. Pek iyi değilim. | Open Subtitles | عفواً , يجب علي الذهاب إلى حمام الرجال لا أشعر أنني بخير |
Herkes beni takip ediyor gibi Bir dakika l hissediyorum, ve sonra bir sonraki dakika l iyi hissediyorum. | Open Subtitles | أعني ، بدقيقة شعرت أن الجميع يسعى خلفي و الدقيقة الأخرى ، أشعر أنني بخير كلياً |