Kendimden daha büyük bir şeyin bir parçası olduğumu hissediyorum ve dikkatimizi çalabilecek bir şeye karşı hepimiz sanki birbirimize arka çıkıyoruz, hepimiz orada varlık gösterebiliyoruz. | TED | وأشعر أنني جزء من شيء أكبر مني، ونحن جميعًا بمثابة درع لبعضنا البعض من أي شيء آخر قد يستحوذ على انتباهنا، ونستطيع أن نكون هناك فقط. |
Kendimi kandırmıyorum, işim dünyadaki en önemli iş değil, ama insanlara yardım eden bir yerde çalışıyorum ve bunun bir parçası olduğumu sanmıştım. | Open Subtitles | أنا لا أخدع نفسي، أعلم أن وظيفتي ليست أهم وظيفة في العالم لكنني اعمل في مكان يساعد الناس ودائماً مارأيت أنني جزء من هذا |
Eminim benim de ailenin bir parçası olduğumu söylemiştir. | Open Subtitles | أراهن أنها أخبرتك أنني جزء من الأسرة تلك أيضًا |
Bir şeyin, heyecan verici bir şeyin parçasıymış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر كما لو أنني جزء من شيء ما شيء مثير جداً |
Ne zaman geleceği hiç belli olmuyor, konsantre olamıyorum kendimi bu okulun bir parçası gibi hissetmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم أبداً متى سيحلّ عليّ لا أستطيع التركيز لا أشعر أنني جزء من هذه المدرسة على الإطلاق |
Asla kaçamayacağım bir savaşın bir parçası olduğumu söyledi. | Open Subtitles | قال أنني جزء مِن حرب لن أستطيع الخلاص مِنها |
Bir suç girişiminin bir parçası olduğumu mu ima ediyorsunuz? | Open Subtitles | هل تلمحان إلى أنني جزء من إحدى -المشاريع الجنائية؟ |
Oranın bir parçası olduğumu düşünmeni istemedim. | Open Subtitles | لم أردك أن تعتقد أنني جزء من ذلك المشهد |
Ailenin bir parçası olduğumu sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أنني جزء من عائلتك. |
Meredith, Alzheimer araştırmalarının bir parçası olduğumu söyledi. | Open Subtitles | قالت (ميريدث) أنني جزء من دراسة مرض الزهايمار |
Neredeyse katılıyordum, fakat sonra anda Ryan Hardy'nin Gizli Görev Kuvveti'nin bir parçası olduğumu hatırladım. | Open Subtitles | كدت أوقّع عليها، لكنّي تذكرت أنني جزء من فرقة (رايان هاردي) السرية. |
Bana göre Bates Moteli bir aile işletmesi ve bazı açılardan ben de bu ailenin bir parçası olduğumu hissediyorum ama birçok açıdan hissetmiyorum. | Open Subtitles | أقصد، كما أرى (نُزل بيتس) هو عمل عائلي وكنت أشعر أحياناً أنني جزء من هذه العائلة |
Bunun bir parçası olduğumu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر أنني جزء من هذا |
Kolaycı kendine acıma duygusu, oksijensiz kalmıştı ve yerine kabullenmenin temiz havası gelmişti, yanımda duran bu muhteşem insanı incittiğimi kabullenmek ve partnerlerine karşı cinsel şiddet uygulayan, büyük ve şaşırtıcı derecede normal gözüken erkek grubunun bir parçası olduğumu kabullenmek. | TED | سلب الأكسجين من الإشفاق المتساهل على الذات، واستبدل بهواء القبول النظيف -- قبول أنني آذيت هذه الإنسانة الرائعة الواقفة إلى جواري؛ قبول أنني جزء من هذا الجمع الكبير والمريع من الرجال الذين مارسوا العنف الجنسي تجاه شركائهم. |
Hissetmeye ihtiyacım var, birşeylerin parçasıymış gibi hissetmeye. | Open Subtitles | أحتاج أن أشعر أنني جزء من شيء ما |
Ekibin bir parçası gibi hissediyorsun. | Open Subtitles | أشعر أنني جزء من الفريق , أتعلم؟ |
En azından bir şeyin parçası gibi görünüyordum. | Open Subtitles | على الأقل كنت أشعر أنني جزء من شيء ما |