Çocuklar, şunu söylemeliyim ki geri döndüğüm için çok mutluyum. | Open Subtitles | حسناً أيها الصف ، عليّ أن أقول أنني سعيدة بعودتي |
Sorunun cevabını vereyim. çok mutluyum. | Open Subtitles | لذا فأن الجواب على سؤالك سيكون هو أنني سعيدة جدَاً |
Sana bir şans verdiğim için çok memnun olduğumu söylemek istedim. | Open Subtitles | أريد فقط أن أخبرك أنني سعيدة جدا لأني أعطيتك الفرصة |
Dixon'a, doğruyu söylediği için memnun olduğumu söyle. | Open Subtitles | أخبري (ديكسون) أنني سعيدة لأنه أخبرني الحقيقة. |
- Ben mutluysam o da mutlu olur. | Open Subtitles | سيكون سعيداً لو أنني سعيدة. |
- Ben mutluysam o da mutlu olur. | Open Subtitles | سيكون سعيداً لو أنني سعيدة. |
- Senin adına mutlu olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | تعلم أنني سعيدة لك |
Yani, burada oturup bu konuşmayı yaptığımız için çok mutluyum sabahın 3:00 ünde, ya da saat her kaçsa. | Open Subtitles | أعني، أنني سعيدة لجلوسنا هنا و تبادل هذا النقاش في الثالثة صباحاً أو مهما يكن الوقت |
Burada oturmuş gecenin üçünde falan... sohbet ettiğimiz için çok mutluyum. | Open Subtitles | أعني، أنني سعيدة لجلوسنا هنا و تبادل هذا النقاش في الثالثة صباحاً أو مهما يكن الوقت |
Artık hakkında konuşabileceğimiz bir hayatın olduğu için çok mutluyum. | Open Subtitles | وأنا فقط أريد أن أخبرك أنني سعيدة لأنه الآن لديك حياتك التي يمكننا التحدث بشأنها |
Senin adına çok mutluyum. | Open Subtitles | أريدك أن تعرف أنني سعيدة جداً من أجلك |
Yaşadığım hayattan gerçekten çok mutluyum. | Open Subtitles | أقسم بالرّب أنني سعيدة في حياتي |
Arthur'a tavsiyemi dinlediği için ve Gottfried'le konuştuğu için ne kadar mutlu olduğumu söyleyecektim. | Open Subtitles | كان يجب أن أخبر (آرثر) أنني سعيدة لفعلــه بنصيحتـي (تحــدثــت مع (غوت فريـد |
Midemde garip bir yumru hissettim, mutlu olduğumu farkettiğimde. | Open Subtitles | ( Iaughs ) لقد أحسست بنخزت في بطني ومن ثم أدركت ذلك الشعور... وهو أنني سعيدة |