Bu adamlar seni kazıkladıktan sonra buraya geri gelip, haklı olduğumu söyleyeceksin. | Open Subtitles | حسناً، بعد أن يسرقكي هذان الرجلان ستأتين لتخبريني أنني كنت على حق |
Sanırım ona ormana dönmesini söylerken haklı olduğumu anladı. | Open Subtitles | أحسبه أدرك أنني كنت على حق حين أخبرته أن يعود إلى الغابة. |
Seni orada görünce haklı olduğumu anlıyorum. | Open Subtitles | و الآن أراك تجلسين هناك و أعرف أنني كنت على حق |
Bu yeri özleyeceğim haklı olduğumu kanıtlıyor. | Open Subtitles | سوف أشتاق إلى هذا المكان الذي أثبت أنني كنت على حق |
Ve sen de şimdi benim haklı olduğumu görebiliyorsun. | Open Subtitles | والآن يمكنكِ أن تري أنني كنت على حق للقيام بذلك |
Yaşarsan, haklı olduğumu göreceksin. | Open Subtitles | أنت تعيش لفترة كافية، سترى أنني كنت على حق. |
Yaşarsan, haklı olduğumu göreceksin. | Open Subtitles | إذا كنت ستعيش لفترة كافية سترى أنني كنت على حق |
haklı olduğumu söyleyin, anlayacaktır. | Open Subtitles | أخبره أنني كنت على حق. و هو سوف يعرف ماذا تقصد. |
Bir gün dönüp baktığında haklı olduğumu anlayacaksın. | Open Subtitles | يوماً ما ستنظرين إلى الخلف و تعرفين أنني كنت على حق |
Böbrek yetmezliği benim amiloidoz konusunda haklı olduğumu gösterir. Tıbbi kayıtlarında amiloidozla uzaktan yakından ilgili hiç bir şeyin olmaması dışında. Yani böbrek yetmezliği benim kötü kan hakkında haklı olduğunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | فشل الكلية يعني أنني كنت على حق بشأن الداء النشواني إلا أنه لا يوجد في تاريخه الطبي ما يشير ولو قليلاً إلى الداء النشواني وبالتالي فإن فشل الكلية يثبت نظريتي حول الدم الفاسد |