İşte bu sebeple yalan söylemediğini ve kendini adamış bir anne olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب أعرف أنها أم مخلصة و لا تكذب بشأن ابنها |
Bizi hayal kırıklığına uğratmıştı ama şimdi iyi bir anne olduğunu ispatlayacak. | Open Subtitles | لقد خيبتْ أمـلنا، لكنهـا ستثبتْ مع الأيام القادمة أنها أم جيدة |
Annenin de kötü bir anne olduğunu düşünmüyorum fakat bazı başka işlerle çabalıyor. | Open Subtitles | وأنا لا أعتقد أنها أم سيئة لكنها تكافح مع أشياء أخرى |
Eminim kasabadaki, Clark'ın annesi olduğunu iddia eden kadını duydunuz. | Open Subtitles | مؤكد تعرف بوجود إمرأة بالبلدة تدعي أنها أم كلارك |
Ona bakıp Mississipi'de büyümüş üç çocuk annesi olduğunu ve burada beş yıldır yaşadığını, çello çaldığını görebiliyorıum. | Open Subtitles | أعاينها وأتبيَّن بيقين قاطع أنها أم لـ 3 أطفال متزوّجة نشأت في دِلتا نهر (المسيسيبّي) وإنها قاطنة وعاملة هنا لمدّة 5 سنوات، وتعزف أوتار الكمنجة الكبيرة. |
Karen Roe, tatlı ve sağduyu sahibi yerel bir iş kadını ve iyi bir anne olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | كارين رو) تدعى أنها أم و سيدة أعمال محلية لطيفة) و رزينة |