Bu, çok dar bir fırsat penceresi ve ihtimaller avcıların aleyhinde. | Open Subtitles | أنها فرصة سانحة محدودة و أنّ فرص النجاح قليلة ضد الصيادين. |
Bu bir problem fakat araştırma ekibimiz bunu bir fırsat olarak gördü. | TED | لذا فهذه مشكلة، لكن مجموعة بحثنا نظرت إليها على أنها فرصة |
Bu iki dönüşümün bir araya gelmesini daha çok düşündükçe bunun çok büyük bir fırsat olduğunu fark etmeye başladım. | TED | كلما فكرت مزيدًا، في التحولين القادمين، كلما اقتنعت أنها فرصة كبيرة. |
Bu bir şans. İhtiyacım olan şey bu. Lütfen izin ver de yapayım. | Open Subtitles | أنها فرصة , هذا ما أحتاج إليه رجاءً , دعنى أشترك فى هذا |
gerçekten bir dünya inşaa etmek için bir fırsat vardır. tüm insanlara hizmetlerimizi ve ürünlerimizi götürebileceğimiz dünya ki insanlar orada kendileri için kararlar alabilsinler ve seçimler yapabilsinler. | TED | أنها فرصة حقيقية لبناء عالم حيث يمكننا توسيع الخدمات والمنتجات لكل البشرية، بحيث يستطيعون أخذ قرارات وخيارات لأنفسهم. |
Senin için büyük bir fırsat olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | صدقني, أنا أعرف ــ أنا أعرف أنها فرصة رائعة من أجلك |
Bazıları bunu, Bill'in ablası Liz'le tanışmak için bir fırsat olarak görebilir. | Open Subtitles | بَعْض الناسِ قَدْ يَقُولونَ أنها فرصة لمُقَابَلَة أختِ بيل الكبرى، ليز، كانت أكثر من يكسب في لعبة الداما، |
Bence bu içip parti yapmak için bir fırsat. | Open Subtitles | أجل , حسناً , أرى أنها فرصة جيدة للشرب بكثرة ولنمرح قليلاً |
Bu bir fırsat ve kesinlikle hiç bir riski yok. | Open Subtitles | أنها فرصة ممتازة وبالتأكيد خالية من المخاطر |
- Birkaç ay önce fikrimi sormuştu ben de ona 'bu harika bir fırsat' dedim. | Open Subtitles | هي ٍسألتني عن رأيي قبل بضعة أشهر; أخبرتها أنها فرصة رائة. |
Bunu haftada bir yerine iki kez görüşmemiz için verilmiş bir fırsat olarak düşün. | Open Subtitles | فكر بها على أنها فرصة لكي تستمتع برفقتي يومين في الأسبوع بدلاً من يوم واحد |
Tur otobüsü bu gece kalkıyormuş ve . kaçırılmayacak kadar büyük bir fırsat olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حافلة الجولة كانت ستغادر الليلة، وقال أنها فرصة أكبر من أن يضيعها. |
Benim düşünceme göre okulunuzun resmen tanınması için mükemmel bir fırsat bu. | Open Subtitles | في رأيي أنها فرصة عظيمة لتحصل على مدرستك المعتمدة |
Ayrıca enerjimizi boşaltmak ve bir birlik gibi bağlanmamız için iyi bir fırsat. | Open Subtitles | كما أنها فرصة جيدة لنا لنطلق العنان لأنفسنا ونرتبط كوحدة |
Sen şimdi demedin mi bu gezi harika bir fikir böyle bir fırsat hayatta bir kez karşına çıkar diye? | Open Subtitles | ولكن ألم تكن تقول للتو يا لها من رحلة رائعة وكيف أنها فرصة لمرة واحدة في العمر؟ |
Ama Bu bir şans. Yapabiliriz. | Open Subtitles | لكن هذا يستحق المحاولة أنها فرصة و قد ننجح |
Bu bir şans. Ama kullanmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أنها فرصة, فرصة يجب أن ننتهزها |
Belki de Bu bir şans. | Open Subtitles | ألا ترين أنها فرصة مواتية ؟ |
Rüyalarımın peşinden koşmak için bunun hayatta karşıma çıkacak tek fırsat olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | وأحس أنها فرصة واحدة في الحياة لأتبع حلمي ..لكن |