"أنها لم تكن" - Traduction Arabe en Turc

• olmadığı
• olmadıklarını
• değilmiş
• olmadığına
• bilerek yapmıyordu
• olmadığını

Tıpkı vaktiyle sadece TV'den ibaret olmadığı gibi.
تماماً مثل أنها لم تكن التلفاز، وتحسن أكثر.

Ama iyileşmesi onun her zaman yanımda olmadığı anlamına gelir.
إن تحسنت فسيعني هذا أنها لم تكن بجواري دائماً

Onların bu komplonun bir parçası olmadıklarını biliyorum.
بقدر ما أعرف, أنها لم تكن جزءاً من اي مؤامرة.

Kanları üzerinden silmeye başladığımda onların senin kanın olmadıklarını fark ettim.
وعندما حاولت مسح الدماء أدركت أنها لم تكن دمائك

Ve ancak seneler sonra düşündüm de belki de dört yaşındaki bir çocuğu eski tarz, vidalanamayan yüksek sigorta paneline dayamak çok da iyi bir fikir değilmiş.
وبعدها بسنوات بدأت أفكر أنها لم تكن فكرة جيدة أن نضع طفلا بعمر الأربع سنوات داخل لوح قديم التصميم وتيار كهربائي عالي.

Onun bir afacan peri olmadığına nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
لماذا أنت متأكدة أنها لم تكن روحاً شريرة ؟

Eğer bunu Dumbledore'a götürüyorsa, bilerek yapmıyordu.
(إنكانتستسلمهذا للأستاذ(دمبلدور، فمؤكد أنها لم تكن بوعيها.

Sadece merakımdan soruyorum, onun benim sevgilim olmadığını nereden anladın?
أتعلم, ينتابني الفضول فقط, كيف علمت أنها لم تكن خليلتي؟

Bu da havuzda olmadığı anlamına gelir.
مما يعني أنها لم تكن بحمام السباحة مما يعني أنها أتت لمنطقة الحجر

Bunu öğrendiğimde ben birazcık öyle olmadığı fikrine kapıldım.
. . و عندما عرفت كنت كنت أرغب أنها لم تكن شقيقتنا

Fey'in kazası sırasında akli dengesinin yerinde olmadığı açıkça ortada.
من الواضح أنها لم تكن بكامل وعيها حين وقوع حادثة في سمرز

Doğru, sanırım plan olmadığı için GPS olan bir araba çaldın.
نعم، لو أنها لم تكن لمّا سرقتِ سيارة تحتوي على جهاز تحديد مواقع

Muhtemelen iyi olmadığı anlamına geliyor.
على الأرجح هذا يعني أنها لم تكن جيدة جداً

Kendinde olmadığı çok açıktı.
ما أقصده أن ذلك كان واضحا أنها لم تكن على طبيعتها

Ama işe başlayacakları sırada Miranda yalnız olmadıklarını farketti.
ولكن تماما كما كانت العكوف على العمل... ... أدركت ميراندا أنها لم تكن وحدها.

Damon birlikte olmadıklarını ve huzur bulduğunu söyle...
قال ديمون إن أنها لم تكن هناك، إن وجدت السلام with--

Yıldız olmadıklarını biliyordum.
كنت أعرف أنها لم تكن نجوم.

Kenneth bu sabah uyandığında Jessica orada değilmiş, ve yatağı hiç bozulmamış bile.
كينيث استيقظ هذا الصباح ولم يجد جيسيكا كما أنها لم تكن قد نامت فى سريرها

Kötü haberse.... ...o araba psikiyatrımın değilmiş.
الخبر السيئ أنها لم تكن سيارة طبيبي النفسي

O çöküntünün daha önce olmadığına emin misin?
الآن , أنت متأكدة أنها لم تكن موجودة من قبل؟

Ama onun çakıyla bir alakası olmadığına kesin eminim.
لكنني متأكد تماماً أنها لم تكن تستخدم السكاكين المحموله

Eğer bunu Dumbledore'a götürüyorsa, bilerek yapmıyordu.
(إنكانتستسلـّمهذا للأستاذ(دمبلدور، فمؤكد أنها لم تكن بوعيها.

Bu arayışında ilk önce yalnız olmadığını gördü.
وخلال تلك العملية، اكتشفت أن أولًا, أنها لم تكن الوحيدة.