Onunla ilk görüştüğümüzde o günü hayatımın son günü sanmıştım. | Open Subtitles | عندما قابلته لأول مرة ظننت أنه آخر يوم في حياتي |
Dayısını hayattayken son gören o, anlaşılan. | Open Subtitles | يبدو أنه آخر شخص ، رأى عمه على قيد الحياة |
Şey için... Bilirsin, en son istediğim şey seni incitmektir. | Open Subtitles | لأن الأمر هو، أنه آخر شيء أرغب به هو أن أؤذي مشاعرك؟ |
Pekâlâ çocuklar, bugün okulun son günü ve son günde şakalar yapılır, ama bu kadarı fazla! | Open Subtitles | حسناً أيها الأولاد أعلم أنه آخر يوم في المدرسة وأنّ آخر يوم من المدرسة تتمّ ممارسة الحيل فيه، لكن تخطّيتم الحدود |
Düşünsene, bugün, bu cümleyi söyleyebileceğin son gün. | Open Subtitles | فكري في الأمر علي أنه آخر يوم ستكونين قادرة علي قول ذلك |
Belki Diş Perisi bunun son süt dişin olduğunu gördü ve senin artık küçük bir çocuk olmadığını fark etti. | Open Subtitles | ربما حين رأت جنية الأسنان أنه آخر ضرس أطفال لديك أدركت أنك لم تعد فتى صغيراً لذا منحتك هدية شخص ناضج |
Taksiye son kez binmiş. | Open Subtitles | وهناك تراب في السيارة لابد أنه آخر زبائنه |
Okulun son günü olması, sonsuza dek süremez demek değil. | Open Subtitles | لمجرد أنه آخر أيام المدرسة فهذا لا يعني أن ذلك لن يدوم إلى الأبد |
Bu durumda, basına Dr Beck'in kurbanı canlı gören son kişi olduğundan tanık olarak arandığını ve hakkında hiçbir şüphe olmadığını söyleyin. | Open Subtitles | لا أحد. إذاً أخبر الصحافة أن الدكتور بيك مطلوب كشاهد بما أنه آخر شخص رأى الضحية و ليس متهم بشيئ. |
Ayrıca, son baktığımda, küçük kardeşlerin ve ben, seni görmeyi seviyoruz. | Open Subtitles | , بالاضافة أنه آخر مرة عرفت فيها شقيقك و شقيقتك يحبان رؤيتك |
Babamın ölmeden önce yaptığı son şey onu bana vermekti. | Open Subtitles | أنه آخر شئ اعطاني أبي قبل وفاته لذلك هي شئ خاص |
Tek umursadığım, birkaç sabah önce yüz kişinin son günleri olduğunu bilmeden uyanmaları. | Open Subtitles | أهتم فقط لمئة شخص استيقظوا في الصباح الماضي ولم يكن لديهم فكرة أنه آخر صباح يفيقون فيه |
- Biliyorum tekrar gitmek isteyeceği son yer ama olay yerinde bulunması hafızasından bir kaç şeyi canlandırabilir. | Open Subtitles | أعلم أنه آخر مكان ترغب بالذهاب له ولكن رحلة العودة لمسرح الجريمة ربما تنعش أحدى ذكرياتها أو إثنتان |
Ben de ara sokaktan giderim, orası dünyada yapmak isteyeceğim son şey, Pam'i üzmek. | Open Subtitles | سأذهب مع طريق الخدمة .. أنه آخر شيء في الدنيا أريد أن أقوم به هو أغضاب بـام |
Eminim en son istediğin şey benimle konuşmaktır. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه آخر شيء في العالم تريد أن تفعله هو إجراء محادثة معى |
Bu yapacaklar listemdeki son iş diyelim. Yapabilir misin yapamaz mısın? | Open Subtitles | دعنا نقل أنه آخر شيء في قائمتي، لذا هل ستنفذ ذلك لي أم لا ؟ |
İnan bana, o tanımak isteyeceğin son kişi. | Open Subtitles | صدقني عندما أقول لك أنه آخر شخص تود أن تعرفه .. |
Duymak istediğin son şeyin bu olduğunu biliyorum ama son arkadaşın ben kaldım, Clay. | Open Subtitles | أعلم أنه آخر شيء تريد سماعه لأنني الصديق الوحيد المتبقي لك |
Evet biliyorum, düşünmek istediğim son şey gibi geliyor. | Open Subtitles | أجل، أعرف يبدو أنه آخر شيء أريد التفكير فيه |
Artık ne zaman götürdüysem, keşke son olduğunu bilseydim, tamam mı? | Open Subtitles | أيا كان الوقت الذي أخذته فيه أيا كان أتمنى لو كنت عرفت أنه آخر مرة، حسنا؟ |