Kimse onun suçlu olup olmadığını sormadan masum olduğunu söyleyiverdiler. | Open Subtitles | لقد تطوعوا بقول أنه بريء بالرغم من أن لا أحد قال أنه مذنب |
masum olduğunu sanmıştım. Yardıma ihtiyacı olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أنه بريء اعتقدته يحتاج للمساعدة |
masum olduğunu varsaymanı istiyorum. | Open Subtitles | سوف تدافعين عنه, أريدك أن تفترضي أنه بريء |
İlk andan beri, sen onun masum olduğuna inanıyordun ama ben senin üstüne geldim. | Open Subtitles | حقآ لقد آمنتِ أنه بريء من أول يوم ولقد تهجمتُ عليكِ |
Bu bir haçlı savaşı değil Diane. Ben çocuğu sevdim. Bence O masum. | Open Subtitles | هذه ليست إيمان أعمى يا دايان أن أستلطف الفتى وأعتقد أنه بريء |
Baba, onun suçsuz olduğunu biliyorsun, bunu yapmana izin veremem. Ama gelenek onurlandırılmalı. | Open Subtitles | أبتاه، لن أتركك تفعل ذلك خاصةً و أنت تعلم أنه بريء |
Müvekkilimizin çıkarlarını temsil etmek için masum olduğunu bildiğim bir adamı suçlamalarına yardım etmeye devam mı edeyim? | Open Subtitles | هل أستمر في مساعدتهم على إدانة رجل أعرف أنه بريء كي أدافع عن موكلي الذي أعرف أنه ليس بريء؟ |
masum olduğunu biliyorum ve kimse bana inanmıyor. | Open Subtitles | أعرف أنه بريء ولا أحد يصدقني ولا حتى عمي |
Her suçlunun masum olduğunu söylemesi gibi aklını kaçırmış her kadın da aklının yerinde olduğunu söyler. | Open Subtitles | مثلما يُصرّ أي مُجرم على أنه بريء فهل كل امرأة مجنونة تُصرّ على أنها عاقلة |
Lorta masum olduğunu iddia ettikçe hayran kitlesi arttı. | Open Subtitles | كلما ادعى لورتا أنه بريء كلما زادت شعبيته |
Her mektubunda, şüpheye yer bırakmayacak şekilde masum olduğunu iddia etmiş. | Open Subtitles | في كل واحدة منهم أصر بدون أدنى شك أنه بريء |
masum olduğunu söylüyor ama kayıtlarımıza göre hüküm giymemesine rağmen daha önce çok kez suç işlemiş. | Open Subtitles | يدعي أنه بريء لكن تظهر سجلاتنا أنه لم تتم إدانته مسبقاً لكن كان قريباً من عدة جرائم في الماضي |
masum olduğunu ve kimin yaptığını bildiğini iddia ediyor ama ulusal güvenliği ihlal edeceği için söyleyemiyormuş. | Open Subtitles | يزعم أنه بريء ويعرف مَن ارتكب ذلك لكنه لا يستطيع البوح بذلك لأنه سينتهك الأمن القومي |
masum olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | لذا أنتِ تعتقدين أنه بريء ؟ أوه , لا , هو فعل ذلك تماماً |
Onun masum olduğunu biliyoruz ama biraz kırık olduğu konusunda ikimiz de hemfikirizdir. | Open Subtitles | أعني نحن نعلم أنه بريء لكننا نتفق أن هناك خطبٌ به |
Aslında, bir bakıma masum olduğunu söyleyebiliriz. | Open Subtitles | في الحقيقة بمكننا القول أنه بريء ظاهريا |
Aslında, onun bir bakıma masum olduğunu söyleyebiliriz. | Open Subtitles | في الحقيقة بمكننا القول أنه بريء ظاهريا |
Daha kendi teyzesini masum olduğuna ikna edemiyorsak 12 tane yabancıyı nasıl ikna edeceğiz? | Open Subtitles | وإن لم نستطع إقناع عمته نفسها أنه بريء فكيف سنقنع 12 غريباً؟ |
Kimse masum olduğuna inanmıyor. | Open Subtitles | ألا يريد أحد أن يصدق أنه بريء. |
Bu çok saçma. O masum. | Open Subtitles | هذا كلام فارغ وأنتِ تعرفين أنه بريء |
Ama yapılan ithamlarla ilgili suçsuz olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ولكن من التهم وأنا أعلم أنه بريء. |
- Onun suçsuz olduğu anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | لا يعني أنه بريء |