Dinleyin, insanların gerçek olduğunu düşündüğü şey aslında gerçekten çok daha önemlidir. | Open Subtitles | إسمع، ما يظن الناس أنه حقيقي أهم بأشواط من الحقيقة نفسها |
İçindeki huzuru, bunun nasıl gerçek olduğunu ve nasıl haykıracağını mı? | Open Subtitles | عن الهدوء الذي بداخلك و كيف أنه حقيقي و كيف ستعبر عنه؟ |
gerçek olduğunu sandığın hiçbir şey gerçek değil! Söylediklerin çok saçma! | Open Subtitles | إنه مزيف، لا شيء تعتقد أنه حقيقي هو حقيقي |
Bunu söyleme. Doğru olduğunu biliyorum ama söyleme. | Open Subtitles | لا تقولي هذا أعلم أنه حقيقي لكن لا تقولي |
Ama ağırlığından gerçek olduğunu anladım. - Bu gerçek mi? | Open Subtitles | لكن بالنظر إلى وزنه إكتشفت أنه حقيقي حقيقي؟ |
- Bu ilişkinin gerçek olduğunu inanmak bile zor. | Open Subtitles | أنه صعب كفاية بالنسبة لي لكي أصدق أنه حقيقي |
Hep şüphe ettiğimiz şeyin şimdi gerçek olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ما توقعناه دائما أنا الآن أعلم أنه حقيقي |
Büyükbabam bana ondan bahsettiğinden beri gerçek olduğunu hayal ediyorum. | Open Subtitles | لقد حلمت أنه حقيقي منذ أخبرني جدي عنه. |
Onun gerçek olduğunu herkese inandırmam için beni kullandı. | Open Subtitles | لقد استخدمني لأقنع الجميع أنه حقيقي |
İzlediğin zaman gerçek olduğunu anlayacaksın. Al. | Open Subtitles | عندما ترينه، ستعلمين أنه حقيقي |
İzlediğin zaman gerçek olduğunu anlayacaksın. | Open Subtitles | حالما ترينه، ستعلمين أنه حقيقي |
gerçek olduğunu biliyordum! Onu görmemize izin vermelisin. | Open Subtitles | -كنتُ أعلم أنه حقيقي ، عليك أنّ تدعنا نراه |
Sana gerçek olduğunu söylemiştim ve onu bulacağımı da. | Open Subtitles | قلت لكِ آنفاً أنه حقيقي... وأنني سوف أجده. |
Sana gerçek olduğunu söylemiştim ve onu bulacağımı da. | Open Subtitles | قلت لكِ آنفاً أنه حقيقي... وأنني سوف أجده. |
Onu sirkinin bir parçası yapmış ve gerçek olduğunu iddia etmiş. | Open Subtitles | و جعله جزء من سركه و إدعى أنه حقيقي |
Bu sefer gerçek olduğunu bilmeliyim. | Open Subtitles | . أحتاج أن أعلم أنه حقيقي هذه المرة |
Aslında inanamıyoruz, ama buna inanmalıyız çünkü Doğru olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | حسنا، في الحفيفة نحن لا نصدق ذلك لكننا نعلم أنه علينا فعل ذلك ونعلم أنه حقيقي |
Bunun Doğru olduğunu biliyoruz ancak doğrulamaya insanların ifadelerine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نعلم أنه حقيقي لكننا بحاجة إلى ما يدعمه أناس يتحدثون على السجل كل حقيقة يتم البحث في أمرها |
Lütfen Doğru olduğunu söyleyin. | Open Subtitles | ...هذا أفضل حتى من من طلاق والديّ أرجوكِ أخبريني أنه حقيقي |
Video görüntüleri üzerinde oynanıp oynanmadığını kontrol ettim, ancak gerçek gibi görünüyor. | Open Subtitles | لقد راجعت الفيديوا لأرى إذا ماتم التلاعب به ولكن يبدوا أنه حقيقي |