"أنه خطير" - Traduction Arabe en Turc

• tehlikeli olduğunu
• Çok tehlikeli
• tehlikelidir

Maalesef,senin kırılgan insan bedeninin zamanında getirilmesinin çok tehlikeli olduğunu keşfettik.
لسوء الحظ، أكتشفنا أنه خطير جداً على جسمك البشرى الضعيف أن نعود عبر الزمن

Eski bir ajan olduğunu, iyi eğitilmiş ve son derece tehlikeli olduğunu dikkate almalarını vurgula.
أكدوا أنه عميل سابق ومدرب جيداً، ولابد أن يوضع في الاعتبار أنه خطير للغاية

Gemide kalmanın çok tehlikeli olduğunu söylememiş miydiniz?
اعتقدت أنك قلت أنه خطير جدا أن يكون على متن الطائرة.

Onun hakkında bildiğimiz tek şey, Çok tehlikeli ve paranoyak olduğuydu.
كل ما كنا نعرفة عنه أنه خطير للغاية و مذعور للغاية.

Grubun kendi kendini aşırı tanımlaması tehlikelidir.
أنه خطير عندما تعرف مجموعه نفسها كمتطرفين

Durmadan tehlikeli olduğunu söylüyorsun.
ما مدى خطورته؟ تستمرين بقول أنه خطير

Ailesi tehlikeli olduğunu düşünüyormuş. Zaten hastaneye de onlar yatırmış.
, يتحدث إلى الأموات , عائلته تعتقد أنه خطير" "و هم الذين سلموه إلى هنا

Jake'in bir psikopat olduğunu ve tehlikeli olduğunu söylemişti.
وقال ان جيك كان نفسيا، أنه خطير.

- Bir dakika önce tehlikeli olduğunu söyledin. - Evet.
قبل قليل قلت أنه خطير إنه كذلك

Onu daha önce soruşturdunuz. tehlikeli olduğunu biliyorsunuz.
،لقد تحريتِ عنه قبلاً وتعرفين أنه خطير

Şüphelinin silahlı ve son derece tehlikeli olduğunu farz ediyoruz.
عاملوه على أنه خطير ومسلح.

- Evet, tehlikeli olduğunu biliyorum.
أجل, أعرف أنه خطير.

Cara, başta onun çok tehlikeli olduğunu söyledin.
مهلاً يا (كارا)، لقد قلتِ من البداية أنه خطير جدًا

Kaçmasına izin verilemez, çok ama Çok tehlikeli biri.
ولا يمكنن السماح له بالهرب، أنه خطير جداً

Çok tehlikeli bir Rus itinin peşindeyim:
لقد تم تعقب المغفل الروسي أنه خطير للغاية

Burada bir gecede yüz ifadesi uzmanı olmayacağız, ama size öğretebileceğim Çok tehlikeli bir tane var, ve öğrenmesi kolay, ve bu da aşağılama ifadesidir.
وليس جميعنا سنصبح خبراء في تعابير الوجه بين عشية وضحاها، لكن هناك سيء واحد سأعلمكم له أنه خطير جداً، وهو سهل التعلم، ألا وهو تعبير الاحتقار أو الازدراء.

Onun hakkında bildiğimiz tek şey, Çok tehlikeli ve paranoyak olduğuydu ve aile doktorunu görmek için Beyrut a gittiğiydi.
كل ما كنا نعرفة عنه أنه خطير للغاية و مذعور للغاية. وكان يخطط لرحلة ألى"بيروت"لرؤية طبيب العائلة.

- Ver onu bana, tehlikelidir. - Amma da ağırmış.
أعطيني إياه ، أنه خطير - هذا الشيء ثقيل -

Biederbeck'i tanıyorum, sen tanımıyorsun tehlikelidir.
أنا أعرف بيديربيك وأنت لا أنه خطير جدا