"أنه غير" - Traduction Arabe en Turc

    • olmadığını
        
    • olmadığı
        
    • değiştirdi
        
    • olmaması
        
    • olmadığından
        
    Onun suçlu olmadığını biliyordum. Onda bir sineği bile öldürecek cesaret yoktur. Open Subtitles . كنت أعرف أنه غير مُذنب ليست لديه الشجاعة الكافية لقتل ذبابة
    Buraya oturduğum ve bunun bir manası olmadığını söylediğim gibi. Open Subtitles وأنا جالسة هنا أقول هذا، يتضح لي أنه غير منطقي
    Babam, sınır dışı edilme ve işsizlik riski taşıyan konularda kitap yazmamdan mutlu olmadığını söylemişti. TED أخبرني والدي أنه غير سعيد مني لكتابتي كتابًا يعرضني لخطر الترحيل والبطالة.
    Ve eğer siliyorsanız, tuvalet kağıdı kullanıyorsunuz ya da bunun mevcut olmadığı bazı yerlerde, gazete kağıdı, paçavra ya da mısır yaprağı kullanıyorsunuz. TED وإذا كنتم تستخدمون المساحة، ومن ثم ورق التواليت أو، في بعض مناطق العالم حيث أنه غير متوفر، صحيفة أو الخرق أو عرنوس الذرة.
    Sevgi yalan üzerine kurulu olsa bile, bu gerçek olmadığı anlamına mı gelir? Open Subtitles إن كان الحب مبني على الكذب أيعني هذا أنه غير صحيح؟
    Howard'ın yaptığı, gıda endüstrisinin sizi mutlu etme konusundaki düşüncesini kökten değiştirdi. TED الذي فعله هاورد أنه غير الطريقة التى يفكر بها العاملون بصناعة الأغذية من الأساس الطريقة التي تجعلكم سعداء
    İnsanların bugün mümkün olmadığını düşündükleri bir şey. TED وهذا أمر يعتقد الناس حاليًا أنه غير ممكن.
    Bizler de bu yüzden telepatinin olmadığını düşünüyoruz, Sufi üstadları üstümüzde çalışıyorlar. TED ولهذا نعتقد أنه غير موجود. المعلمون الصوفيين يؤثرون علينا.
    Ne var? Onun dediğin gibi birisi olmadığını biliyorsun değil mi? Open Subtitles ـ ماذا حدث ـ هل تعرف الشخص الذى قلته أنه غير موجود؟
    Benimle konuşmak zorunda olmadığını bilecek kadar zeki biri mi? Open Subtitles هل هو ذكي بما يكفي لمعرفة أنه غير مضطر للحديث ؟
    Güzel. Komik. Çünkü, yanımda çok rahat olmadığını düşünmüştüm. Open Subtitles هذا جيد لأنني أشعر أنه غير مرتاح في وجودي
    Bütün bu güvenliği geçip kendi tanıdıklarının bile var olmadığını söylediği mahkum bi adamın yanına gelmeyecektir. Open Subtitles ويذهب للسجن ليجد شخصا رجاله هو يدعون أنه غير موجود
    Herkesin var olmadığını söylediği proje aslında var. Open Subtitles المشروع الذى قالوا أنه غير موجود ، موجود
    Tereddüt, doğru kişi olmadığını mı yoksa hazır olmadığınızı mı gösterir? Open Subtitles هل التردد علامة على أنه غير صحيح أن علامة على عدم الاستعداد؟
    O özel bir şey sanıyordu ama öyle olmadığını öğrenince biraz bozulmuş olmalı. Open Subtitles لقد خرجنا مرتين وظننت أنه شيء خاص وعندما عرفت أنه غير ذالك أنزعجت إلى حدا ما
    Adam biraz romantik olmak istiyor, sense onun... normal olmadığını düşünüyorsun. Open Subtitles الرجل يريد أن يكون على الأقل رومانسياً وفجأة تظنين أنه غير طبيعي
    Bu otelin ekonomik olarak daha ucuz bir otel olması, uygun olmadığı anlamına gelmez. Open Subtitles كون هذا المكان قد يكون ذا مستوى معيشي أقل لا يعني أنه غير مناسب
    Ağrıya dayanabiliyor olmam, ağrı olmadığı anlamına gelmez. Open Subtitles فقط لأني أتحمل الألم لا يعني أنه غير موجود
    Onu görme hakkımın olmaması çocuğumla konuşma iznim olmadığı anlamına gelmiyor. Open Subtitles لأنه ليس لدي حق زيارة هذا لا يعني أنه غير مسموح لي أن أكلم ابني
    Fakat Jarrett'ın hisleri yanlıştı, iyi ki kararını değiştirdi. TED ولكن غريزة جاريت كانت خاطئة، وشكرا لله أنه غير رأيه.
    Gayrı meşru olmadığından bile % 100 emin değil. Open Subtitles حتى أنه غير متأكد من كونه ولد شرعي 100 في المئة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus