Artık elimde hakkımda yazacak bir sürü şey olduğuna eminim. | Open Subtitles | حسناً , الأن فقط أعتقد أنه لديك الكثير لتكتب عنه |
Test pilotunun öldüğüne ve senin onu öldürmek için sebebin olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نظن أن طياركم الإختباري قد مات و نظن أنه لديك الدافع لقتله |
Sadece senin ihtiyacın olan herşeye sahip olduğuna emin olmak istedim. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أتأكد أنه لديك كل ماتحتاجينه |
Sende ateş varmış. Niye bana hiç düşmedi? | Open Subtitles | سمعت أنه لديك تلك البضاعة أريد أن أكون أول من تعطيه إياها |
Maaş ödeme listesinde birkaç inanan var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنه لديك بعض المؤمنين على قائمة الرواتب |
Yalancı! O bir anahtar! Sende olduğunu biliyorum! | Open Subtitles | كاذب إنه المفتاح أعرف أنه لديك |
Mazeretin olduğuna göre prenses, benim galibiyet serim devam edeceğe benzer. | Open Subtitles | بما أنه لديك عذر , أيتها الأميرة يبدو ان سلسلة أنتصاراتي ستستمر |
Hayatım, aklında dolanan milyonlarca soru olduğuna eminim ama madem öyle yapman gerekeni yapmalısın. | Open Subtitles | عزيزتي, أنا متأكد أنه لديك مليون سؤال لكن تعرفين ما الذي عليك فعله |
Hayatım, aklında dolanan milyonlarca soru olduğuna eminim ama madem öyle yapman gerekeni yapmalısın. | Open Subtitles | عزيزتي, أنا متأكد أنه لديك مليون سؤال لكن تعرفين ما الذي عليك فعله |
Başlamadan önce size karşı yapılmış ölüm tehditleri olduğuna dair dedikodular duydum. | Open Subtitles | قبل أن نبدأ... لقد سمعت إشاعات... أنه لديك تهديدات بالموت. |
Netan'ı Kefflin olduğuna nasıl inandırdın bilmiyorum, ama burada büyük işler peşindesin, belli. | Open Subtitles | لا أعلم كيف تدبرت إقناع *نيتان * , بأنك * كيفلين * لكن من الواضح أنه لديك شئ كبير هنا |
Pekala, hepimizden daha avantajlı durumda olduğuna göre, Willy'ye yeteneklerini daha yüce değerler için kullanabileceğinden bahsetmemizin bir sakıncası yoktur umarım. | Open Subtitles | ...حسنا، حسنا، بما أنه لديك ...الإمتياز علينا جميعاً بالتأكيد لن يضايقك ...إذا أشرنا |
Sigara içecek vaktin olduğuna emin misin? Evet. | Open Subtitles | أنت متأكد أنه لديك الوقت للتدخين؟ |
Sıçman gereken bir dünya bokun varmış ve çıkması için götüne parmak atıp tek seferde hepsini çıkartmak için dua eder gibi. | Open Subtitles | إنه مثل أنه لديك أمعاء مضغوطة ويجب أن تقحم يدك بمؤخرتك وتخرج ما به كل قطعةٍ كثيفةٍ على حدة |
Sanki ortada bir vampir müsabakası varmış gibi. | Open Subtitles | يبدو أنه لديك أزمة تحصل بين مصاصي الدماء |
Hey, şu an cinayet yerindeyim ve kurbanla bir bağlantın varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | مرحباً. انا في مسرح جريمة، و يبدو من المحتمل أنه لديك نوع من الصلة مع الضحية |
...O zaman işte aynen savaşa hazırlanmış ekipleriniz var gibi görünürsünüz | Open Subtitles | وسيبدو أنه لديك قوات خاصة لكي تبدأ معركتك |
O konuda senin de yeteneklerin var gibi görünüyor. | Open Subtitles | من الواضح أنه لديك بعض المهارات في هذا القسم |
Orada kısa devre var gibi. | Open Subtitles | أعتقد أنه لديك مساس هنا سأصلحه من أجلك ... |
Sarah'nın öldüğünü ve bombanın Sende olduğunu öğrenmelerinden önce mi? | Open Subtitles | حتي يدرك أن (سارة) قد ماتت و أنه لديك القنبلة؟ |
Sende olduğunu biliyorum, orospu. Nereye sakladın? | Open Subtitles | أعلم أنه لديك يا حقيرة أين أخفيته ؟ |
Sende olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه لديك |