"أنه ليسَ" - Traduction Arabe en Turc

• değil

Çocuk hukuk fakültesinden daha yeni mezun olmuş. Bishop'tan boşanmasına yardım etmesi kendi için pek sağlıklı bir şey değil.
أنه ليسَ الشيءُ الأكثرَ أماناً له للقيام بهِ

Kızının gürültücü ve uyuz biri olması onun suçu değil, biliyorum ama görmüyor musun?
أعلم أنه ليسَ خطئها أن ابنتها صيّاحة مُزعجة، لكن هذا كثير

Hayır senin için değil hem de hiç değil.Bizim için.
-كلا, كلا يا عزيزتي, أنه ليسَ مِن أجلكِ أنتِ صدقيني أنه مِن أجلنا نحن

Mesele hatalı bir şey yapmak değil, Bayan.
أنه ليسَ عن أرتكاب الخطأ يا أنسة

Devamlı hareket ederseniz kötü değil.
أنه ليسَ سيئا" أذا أستمريتم بالحركة

Hayır, bu yaptığım bir şeyden değil.
لا، أنه ليسَ شيءُ فعلتَه

Laure çok üzgünüm. Kolay değil, farkındayım. - Ama gerçeği bilmelisin.
(متأسفةٌ لكِ يا (لوريت أعرف أنه ليسَ من السهل ذلك!

Katolik de değil hem.
كما أنه ليسَ كاثوليكياً

Dünyada tek erkek o değil ki!
أنه ليسَ الرجل الوحيد في هذا العالمِ !

- Benim değil dedim ya.
قلتُ أنه ليسَ ليّ!