Aslında yaşıyor olabilir. Biz, kayıp olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | بالتأكيد يمكن أن يكون حياً إننا نعتقد أنه مفقود |
kayıp olduğunu söylediğim anda, gidip Derek'i arayacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت سوف تبحث عنه منذ أن أخبرتك أنه مفقود |
Sadece kayıp olduğunu bildirmişler, sadece kayıpmış. | Open Subtitles | أعلنوه كمفقود هذا كل شئ، أنه مفقود فقط |
Sadece kayıp olduğunu bildirdiler. | Open Subtitles | أعلنوه كمفقود هذا كل شئ، أنه مفقود فقط |
...kaybolduğunu fark etmemişler. | Open Subtitles | لم يعرف أنه مفقود حتى بيانات الحضور لليوم |
kayıp olduğunu düşünecek bir nedenim yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي أي سبب للأعتقاد أنه مفقود |
- Savcı kayıp olduğunu söyledi. | Open Subtitles | النائبة العامة أخبرتني أنه مفقود. |
- Hayır, yemiş demedim. Sadece karaciğerin kayıp olduğunu söyledim. | Open Subtitles | -لا ، لم أقل أنها أكلته ، لقد قلت أنه مفقود |
Kız arkadaşı iki saat önce kayıp olduğunu bildirdi. | Open Subtitles | صديقته بلغت أنه مفقود منذ ساعتين |
kayıp olduğunu öğrenmeden önce ölmüştü. | Open Subtitles | لقد كان ميتا قبل أن أعرف أنه مفقود |
Herkes kayıp olduğunu biliyor geri dönecektir. | Open Subtitles | من رجوعه قبل أن يعلم أي أحد أنه مفقود |
kayıp olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | كانت تعرف أنه مفقود. تبين لي ذلك. |
Bu yüzden kimse kayıp olduğunu bildirmedi. | Open Subtitles | لذا لم يبلغ أحد عن أنه مفقود |
Şey, kayıp olduğunu düşünmemiştik. | Open Subtitles | حسناً نحن لم نفكر أنه مفقود |
Sean onun birkaç yıldır kayıp olduğunu söyledi. | Open Subtitles | و(شون) قال أنه مفقود منذ سنتين |
Sadece kayıp olduğunu. | Open Subtitles | فقط أنه مفقود. |
kaybolduğunu bildirip polise resmini gösterince beni buraya yönlendirdiler. | Open Subtitles | ولم يعد للمنزل عندما بلّغت أنه مفقود ،وأعطيت صورته للشرطة |