Bu gelecekten ufak parçalar gördüm ve bunun mümkün olduğunu biliyorum. | TED | ولقد رأيت لمحات من هذا المستقبل، وأعلم أنه ممكن. |
Ben sadece mümkün olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أنا فقط.. أنا فقط أقول.. أنا فقط أقول أنه ممكن. |
Bilim, fiziksel dünyamızı anlamada bizi mümkün olduğunu düşündüğümüzden daha ileriye götürdü. | Open Subtitles | قد أتاح لنا العلم فهماً أوسع لعالمنا المادي أكثر مما كنا نعتقد أنه ممكن |
İnsanların yanıldıklarını kanıtla, kendine kanıtla, mümkün olduğuna inandığın şeylerden kendine itici güçler yapabilirsin. | TED | أنت تثبت للآخرين ولنفسك أنهم على خطأ، وأن بإمكانك تحقيق خطوات صغيرة متتالية، نحو ما تعتقد أنه ممكن. |
Ne istediğinize karar verin, elde edebileceğinize inanın, hak ettiğinize ve mümkün olduğuna inanın | Open Subtitles | آمن أنك تستحقه وآمن أنه ممكن لك |
Bu zorlayıcı, çetin ve kötümser toplantılar dönüşmeye ve gittikçe daha fazla sayıda insan, bu bizim kararlı olma anımız, seyirci olup sorumluluktan kaçmayacağız kararı vermeye başladıkça sonuca ulaşma ihtimalimizin mümkün olduğunu anladık. | TED | لقد تحولت هذه الاجتماعات ذات التحديات الصعبة والمتشائمة كلما قرر المزيد من الناس أن هذا هو وقت بذل الجهد وعزموا على ألا نغفل عن القضية الواقعة على عاتقنا، وأن نسلم هذا الناتج الذي نعلم أنه ممكن. |
İki haftadır, mümkün olduğunu bile sanmadığım şeylere bulaştım. | Open Subtitles | أنصتي، لقد وجدت نفسي متورطا في شيء ...في الأسبوعين الماضيين .لم أتخير أنه ممكن |
mümkün olduğunu hiç düşünmediğim bir ajan oldum. | Open Subtitles | إنه يعمل لم أتخيل أبداً أنه ممكن |
Bunun mümkün olduğunu düşünmedim. Bu adamın kötülüğü. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه ممكن شر هذا الرجل |
Sadece bunun mümkün olduğunu anlamalı. | Open Subtitles | إنه فقط يحتاج أن يرى أنه ممكن |
Hatta Leanne de mümkün olduğunu düşünmüyor. | Open Subtitles | حتى لينا, لا تعتقد أنه ممكن |
Ama Nikita, bunu öğrendiğim zaman, mümkün olduğuna inanmadım. Ama şu anda tam önümüzde duruyor. | Open Subtitles | لكن يا (نيكيتا) حين اكتشفت ذلك لم أصدق أنه ممكن ولكنه في متناول يدنا الآن |
Beraber çalışırsak bunun mümkün olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه ممكن إن عملنا معًا. |
Bunun mümkün olduğuna inanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنه ممكن |