Ve seni sevdiğini bil, hem de hiç tahmin edemeyeceğin kadar. | Open Subtitles | وأعرف أنه يحبك. أكثر من سوف نعرف من أي وقت مضى. |
Lucas'a değer veriyorsun, çünkü seni sevdiğini biliyorsun... ve muhtemelen bana ve Brooke'a da hala değer veriyorsun, çünkü biliyorsun ki biz de seni seviyoruz. | Open Subtitles | انتي تهتمين بـ لوكاس لأنكي تعلمين أنه يحبك وربما لا زلتي تهتمين بي وببروك لأنكي تعلمين أننا نحبكي أيضا |
Eğer birisi seni sevdiğini bağırarak söylese ne hissederdin? | Open Subtitles | كيف تشعرين ؟ اذا كان هناك شخص يصرخ أنه يحبك? |
O bu bir ogul gibi geldi evi ve Seni seviyor | Open Subtitles | لقد جاء كولد لي في هذا المنزل كما أنه يحبك جداً |
Yani bekle, o Seni seviyor söyledim önce sana sevdiğini söyledim? | Open Subtitles | إذاً انتظري ، لقد قلت له أنه يحبك قبل أن يقول لك أنه يحبك ؟ |
Sana seni sevdiğini söyledi mi? | Open Subtitles | هل أخبرك أنه يحبك ؟ |
Birisinin sana, bir gün seni sevdiğini söylerken, ertesi gün kalbini kırabilecek kadar değişmesi. | Open Subtitles | أنه كيف بأستطاعة شخص ما أخبارك أنه يحبك في يوماً ما وبعد ذلك يقوم بالعكس ويحطم قلبك اليوم التالي |
Ama seni sevdiğini biliyorsun, o yüzden canını yakmayalım. | Open Subtitles | ولكنك تعلمين أنه يحبك لذا لا تجبرينا على ايذاءك |
seni sevdiğini sanıyor, ama gerçek senle henüz tanışmadı değil mi? | Open Subtitles | قد يعتقد أنه يحبك ولكنه لم يقابلك حتى الآن ، أليس كذلك ؟ |
Bak, Eğer hiç birşey yoksa, Bu-Bu her zaman harika biri sana seni sevdiğini söylediğinde. | Open Subtitles | إنه أمر جيد أن يخبرك أحد أنه يحبك |
En azından birinin seni sevdiğini söylemesi her zaman harikadır. | Open Subtitles | إنه أمر جيد أن يخبرك أحد أنه يحبك |
Ama seni sevdiğini bilmeni istediğini söylüyor. | Open Subtitles | وقال لي أن أبلغك أنه يحبك جداً |
Öyle ki sırf sana seni sevdiğini söyleyebilmek için onca yolu uçup geldi | Open Subtitles | بأنه سافر عبر البلاد ليقول أنه يحبك |
...seni sevdiğini söyleyecek cesareti toplamaya çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه يستجمع شجاعته ليقول أنه يحبك |
Sana seni sevdiğini söyler ama aslında başka bir şey düşünüyordur. | Open Subtitles | يقول لك أنه يحبك ولكنه يفكر بشيء أخر |
Will seni sevdiğini ve seninle olmak için her şeyden vazgeçeceğini söylüyordu. | Open Subtitles | ويل " قال أنه يحبك أنه مستعد للتنازل عن كل شيء ليكون معك |
Baban olsa asla seni sevdiğini söylemezdi. | Open Subtitles | ما كان ليخبرك والدك أبدًا أنه يحبك |
Seni seviyor. Her zaman sevmiş. Sadece seni bulamamış. | Open Subtitles | أنه يحبك ، لديه الوقت بأكمله ليتعرف اليك لم يتمكن من إيجادك فحسب. |
Dale Seni seviyor, dinleyecektir. | Open Subtitles | مهلاً , أنه يحبك سوف يستمع إليك |
Sanırım gerçekten Seni seviyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه يحبك حقاً |
Hey! Mike seni aileden biri gibi sevdiğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني (مايك) أنه يحبك كأحد أفراد عائلته |