"أنه يعلم" - Traduction Arabe en Turc

    • olduğunu biliyor
        
    • bilir
        
    • bildiği
        
    • bildiğini
        
    • biliyordur
        
    • biliyormuş
        
    • olduğumuzu biliyor
        
    Sonraki birkaç dakikanın hayati olduğunu biliyor. Open Subtitles أنه يعلم أن الدقائق القليلة القادمة حاسمة.
    Dinleyin, bunun tuzak olduğunu biliyor. Open Subtitles كلا،أستمعوا أنه يعلم أن هذا فخ.
    O biz artık birlikte kesinlikle olmadığını bilir Ve şimdi, Open Subtitles والآن بما أنه يعلم أننا لسنا معاً بالتأكيد
    Herkesin bildiği gibi kocamın hayatına, kendi hayatımdan daha fazla değer veririm. Open Subtitles بما أنه يعلم وأنتما تعلمان أنني أقدر حياة زوجي أكثر حتى من حياتي
    Bütün askerlerden daha çok şey bildiğini sanan bir çılgın. Open Subtitles إنه مخبول لأنه يعتقد أنه يعلم أكثر من جميع جنرالاته
    Geride duracağınızı ve işimi yapmama izin vereceğinizi de biliyordur. Open Subtitles حَسناً، إذن أنه يعلم أن عليك الانسحاب وتَركَي أقوم بعملي
    Sanki sırlarımı biliyormuş gibi. Ne yaparsam yapayım saklanamazmışım gibi. Open Subtitles كما لو أنه يعلم أسراري , مثل و أنه لو مهما فعلت لا يمكنني الاختباء منه
    Bizim kim olduğumuzu biliyor. Open Subtitles أنه يعلم من أنتم
    - Buranın göl olduğunu biliyor mu sence? Open Subtitles هل تعتقدين أنه يعلم أن هذه بحيرة؟
    - Seni arıyor olacak ve özellikle artık senin burada olduğunu biliyor. Open Subtitles سيبحث عنك خصوصاً أنه يعلم بأنك هنا أجل
    Öyleyse öldür onu. Bu işin fıtratında bu olduğunu biliyor. Open Subtitles اذا اقتله مخاطر المهنة , أنه يعلم
    Burada olduğunu biliyor mu? Open Subtitles أنه يعلم أنك هنا؟
    İnsanlarıma ne olduğunu biliyor. Open Subtitles أنه يعلم ماذا حدث لقومي
    Nereden geldiğimizi, nereye gideceğimiz bilir. Open Subtitles ذلك أنه يعلم ما هي حقيقتنا ويتذكر أن مآلنا هو من التراب
    Hamurumuzu bilir, bize toprak olduğumuzu hatırlatır. Open Subtitles ذلك أنه يعلم ما هي حقيقتنا ويتذكر أن مآلنا هو من التراب
    - Doktoru geri çağırayım. Daha iyi bilir... Open Subtitles دعني أنادي الطبيب مرة أخرى ... أنه يعلم أفضل
    Emin olabileceğimiz tek şey ise elinde bir tür koz olmadan adadan kaçamayacağını bildiği. Open Subtitles فقط شيء واحد يمكننا أن نكون متأكدين منه وهو أنه يعلم أنه لن يخرج من الجزيرة بدون بعض النفوذ
    Ama en basit şey, eğer doğru bildiği konusunda kararlıysa en zeki adama açıklanamaz." TED لكن أبسط الأشياء لا يمكن توضيحها لأكثر رجل ذكاء إذا كان مقتنع بإصرار أنه يعلم بالفعل."
    Duyguları kolay incinen biri değilimdir ama kim olduğumu bildiğini sanmıyorum. Open Subtitles مشاعرى لا تؤذى بسهولة لكنى لا أعتقد أنه يعلم من أنا
    Elini eteğimden içeri soktu ve bana beni nasıl iyi hissettireceğini bildiğini söyledi. TED كان يضع يده أسفل تنورتي و يقول لي أنه يعلم كيف يجعلني أشعر بشعور جيد.
    Bu adamı bulmanın bir yolunu biliyordur. Open Subtitles لابُد أنه يعلم طريقة ما لإيجاد ذلك الرجل
    Umarım ne yaptığını biliyordur. Open Subtitles أتمنى فقط أنه يعلم ما الذي يفعله
    Bu Weasel denen çocuk, tepede bir ılıca biliyormuş. Open Subtitles هذا الرجل المراوغ قال: أنه يعلم ببعض الينابيع الساخنة في التلال
    Yani hatalı vanayı biliyormuş. Bu Challenger'dan. Open Subtitles وهذا يعني أنه يعلم بعطل في الصمام
    Bizim olduğumuzu biliyor. Open Subtitles أنه يعلم أنه نحن
    Artık burada olduğumuzu biliyor, geri dönecektir. Open Subtitles -وبما أنه يعلم أننا هنا، فسيعود..

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus