Eşyaların ve insanların bir anda kaybolduğu bir dünyada yaşadığını görüyor... | Open Subtitles | وهو يرى أنه يعيش في عالم حيث تختفي الأشياء والناس فعلاً |
Baban hala İncil'de yaşadığını sanıyor, değil mi? | Open Subtitles | أبوك ما زال يعتقد أنه يعيش في التوراة, أليس كذلك؟ |
Kanada'da yeni bir kimlikle yaşadığını biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أنه يعيش الآن في كندا تحت هوية جديدة |
- Uzman polisler, onun suçlarını işlediği bölgede yaşadığını söylüyorlar. | Open Subtitles | وتحليل الشرطة يقول أنه يعيش بالقرب من جرائمه |
Yetkililer, Ziff'in bir mağarada yaşadığını zannediyor. | Open Subtitles | السلطات تعمل حالياً تحت نظرية أنه يعيش في كهف ما |
Yeni bir kimlikle, Kanada'da yaşadığını öğrendik. | Open Subtitles | نحن نعلم أنه يعيش الآن في كندا تحت هوية جديدة. |
Ölmüş yüzünden aşağıya baktığımda onun çocuğun babası için çalışmış bir adamın yakınlarında yaşadığını ve asla bir ismi olmayacağını anladım. | Open Subtitles | لكن في النظر في وجهه الميت و معرفة أنه يعيش بقرب من شخص كان يعمل مع والد الطفل الذي لم أعرف إسمه ، فقدت كل الأمل |
Çoğunuz gibi ben de bu genç adamın bir kurban değil de ergen bir erkeğin çılgın fantezisini yaşadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أدرك أن الكثيرين أن يظنون هذا الشاب ليس ضحيه بل أنه يعيش أعظم أحلام الجنس بالمراهقه |
Dilly'nin çiftliğin birinde güzel bir evde yaşadığını mı? | Open Subtitles | أنه يعيش في منزل مزرعة جميل في مكان ما ؟ |
Aracında yaşadığını söylediğimde abartı değildi. | Open Subtitles | عندما قلت أنه يعيش فى شاحنته لم يكن هذا مبالغه |
Merhaba, burada yaşadığını düşündüğümüz birine bakmıştık? | Open Subtitles | مرحباً, إننا نبحث عن شخص نعتقد أنه يعيش هنا, |
Bunu iade etmezsek hala burada yaşadığını düşünecek. | Open Subtitles | ستظل تعتقد أنه يعيش هنا إن لم نقم بإعادة إرسالها |
Ormanın derinlerinde yaşadığını, geceleri kükremesini duyabileceğini söylerler. | Open Subtitles | يقولون أنه يعيش في هذه الغابات و أنه يمكنك سماع عوائه ليلاً |
Teğmen Dan bir otelde yaşadığını söyledi. | Open Subtitles | قال أنه يعيش في فندق ولأنه فقد ساقيه |
Teğmen Dan bir otelde yaşadığını söyledi. | Open Subtitles | قال أنه يعيش فى فندق ولأنه فقد ساقيه |
Ayrıca Evergreen bir gökdelende yaşadığını da söylemişti. | Open Subtitles | وقال إيفرجرين أنه يعيش في برج عالي |
Bir karavanda yaşadığını söyledi mi? | Open Subtitles | هل أخبركِ أيضاً أنه يعيش في مقطورة؟ |
Bana bir fahişe ile yaşadığını söyledi ya da... | Open Subtitles | قالت أنه يعيش مع بعض العاهرات أو شيء ما |
Ama sen, onun sekizinci katta yaşadığını söylemiştin. | Open Subtitles | وأنت تخبرني أنه يعيش في الطابق الثامن ؟ |
- Annesiyle yaşadığını duydum. | Open Subtitles | سمعت أنه يعيش مع امه - ماذا ، صدمت بهذا- |