Ona bu kadar bağlandığına göre muazzam bir gücü olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | أنا أتوقع أنه يمتلك قوة كبيرة لأن تثني عليه بهذه الطريقة. |
Hey, beni bu işe karıştırmayın. Onun yetenekli olduğunu ve küçük yerlerde çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | لا دخل لي في الموضوع كل ما أعرفه أنه يمتلك موهبة كبيرة |
Duruma bakmada oldukça sınırlı... ve yaratıcı olmayan bir tarzı olduğunu söylerdim. | Open Subtitles | كنت سأقول أنه يمتلك رؤية محدودة وينقصها الإبداع .الي الواقع |
Buradaki bir beyefendi kendisini bu adanın sahibi zannediyordu. | Open Subtitles | لإزعاج رجل معين يظن أنه يمتلك هذه الصخرة |
Aynı zamanda hastanenin de sahibi olan plastik cerrahi uzmanı. | Open Subtitles | يازميل التجميل البارع الذي يصادف أيضا أنه يمتلك المستشفى. |
Hata yapıyor. Zamanı olduğunu sanıyor. Yok. | Open Subtitles | ، إنه يرتكب خطأ فديحاً يعتقد أنه يمتلك وقتاً، بالعكس |
Kolunda dövme olduğunu söyledi, ki bunun doğru olmadığını biliyorum çünkü onu havuzda görmüştüm. | Open Subtitles | لقد قالت أنه يمتلك وشماً على كتفه وأنا أعرف أن هذا غير حقيقيّ لأنني رأيته في حمّام السباحة وكنت لأتذكر ذلك حينما قالته |
Ben sadece , şu anda arabası olduğunu bilmenizi istedim . | Open Subtitles | لقد ظننت فحسب أنك ربما تريد أن تعرف أنه يمتلك سيارة الآن |
Buna rağmen dayanamadım, dostlarının hala yanında olduğunu ona göstermek istedim. | Open Subtitles | لكنني أردتُ أن أُبين له أنه يمتلك أصدقاءاً يقفون معه, كما تعلم |
Bir evi olduğunu hesaba katarsak sadece bir oy alabilir. | Open Subtitles | .. وبما أنه يمتلك منزلاً واحداً فيحق له التصويت مرة واحدة مستحيل أن يحصل على صوت الأغلبية |
Babam bir test uygulayıp, gururla sanatçı bir kişiliği olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | خاض اختبارا، ثم أخبرنا بفخر أنه يمتلك شخصية فنية |
Tam şurada oturdu ve odanın yarısının onun olduğunu söyledi ve sonra iblisinin başını okşadı. | Open Subtitles | جلس هناك وقال أنه يمتلك نصف الغرفة ثم داعب رأس الأفعى |
Katilin giydiğiyle aynı ceketi olduğunu da biliyoruz. | Open Subtitles | كما أنه يمتلك سترة مماثلة لتلك التي يرتديها القاتل. |
Eşiyle konuştuk ve hemen şehir dışında bir kulübesi olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | أننا تحدثنا لزوجته وإكتشفنا أنه يمتلك كوخ خارج المدينة |
Bahse varım binanın onun olduğunu bilmiyordur. | Open Subtitles | أراهن أنه لا يعلم حتّى أنه يمتلك هذا المبنى |
Telefonunu sadece kız arkadaşlarıyla konuşmak için kullanmış, ailesiyle ya da arkadaşlarıyla değil, bu da bana ikinci bir telefonu olduğunu düşündürttü. | Open Subtitles | فقط استخدم هذا الخلوي للدردشة مع عشيقاته، لا شيء مع الأصدقاء أو العائلة، مما يجعلني اعتقد أنه يمتلك هاتفاً آخر |
Şüphelinin kaynakları ve destekleri olduğunu söylemiştik. | Open Subtitles | .لقد قمنا بتحليل المشتبه به على أنه يمتلك الموارد و الدعم |
- Babamın mal sahibi olduğunu biliyor muydu? | Open Subtitles | هل كانت تعلم أنه يمتلك المكان؟ |
Buranın sahibi olduğunu mu düşünüyor? | Open Subtitles | هل يفكّر أنه يمتلك المكان؟ |
Tric'in sahibi de o olduğuna göre, Lucas senin patronun oluyor. | Open Subtitles | أنت تعلم,بما أنه يمتلك(تريك)فهو رأيسك |