Annen ve seninle olanlarla ilgili her şeyin böyle bir yola girmesini istememiştim. | Open Subtitles | لم أنوِ أن تؤول الأمور إلى هذا الشكل معك ومع والدتك. |
Haberin olsun, asla bir şey söylemeden gitmek istememiştim. - Baban tuzak kurdu. | Open Subtitles | لعلمكِ، لم أنوِ أبداً الرحيل دون قول شيء، قام والدكِ... |
Haberin olsun, asla bir şey söylemeden gitmek istememiştim. - Baban tuzak kurdu. | Open Subtitles | لعلمكِ، لم أنوِ أبداً الرحيل دون قول شيء، قام والدكِ... |
Ama yemin ederim ki bunu planlamamıştım ve şimdi kendimi berbat hissediyorum. | Open Subtitles | لكنّي قسمًا لم أنوِ فعل ذلك، وأشعر الآن باستياء رهيب. |
Ama yemin ederim ki bunu planlamamıştım ve şimdi kendimi berbat hissediyorum. | Open Subtitles | لكنّي قسمًا لم أنوِ فعل ذلك، وأشعر الآن باستياء رهيب. |
Böyle olmasını istememiştim. | Open Subtitles | لم أنوِ وقوع ذلك |
Böyle olmasını istememiştim. | Open Subtitles | لم أنوِ وقوع ذلك |
Asla bunu istememiştim. Onu korumaya çalıştım. | Open Subtitles | لم أنوِ ذلك، حاولت حمايتها. |
Aramızdaki meselenin bu noktaya gelmesini istememiştim hiç. | Open Subtitles | -لم أنوِ تأزم التعامل بيننا لهذا الحدّ . |
Aramızdaki meselenin bu noktaya gelmesini istememiştim hiç. | Open Subtitles | -لم أنوِ تأزم التعامل بيننا لهذا الحدّ . |
- Gecemi bu şekilde geçiririm diye planlamamıştım. | Open Subtitles | -لم أكنّ أنوِ قضاء أمسيتي هكذا |
Tüm gece Hannah McKay'den konuşuruz diye planlamamıştım. | Open Subtitles | لم أنوِ قضاء الأمسيّة كلّها في الحديث عن (هانا مكّي) |