ve etrafıma baktım ve yapamayacağımı biliyordum. Hazır olmadığımı biliyordum. | TED | ونظرت حولي وأدركت أني لن أستطيع أن أفعل هذا كنت أعلم أني لم أكن جاهزة. |
Gittikten sonra, annemi aradım ama Keith benden önce davranmış ve anneme hiç yardımcı olmadığımı söylemiş. | TED | وبعد أن غادرنا، اتصلت بأمي، ولكن كيث سبقني، وأخبرها أني لم أكن متعاونة. |
Ona Filarmoni'de olmadığımı söylemeyi geçekten istedim. | Open Subtitles | أردت إخبارها بالحقيقة أني لم أكن بفرقة محبي الموسيقى |
İyi bir baba olmadığımı kabul etmem gerek, fakat sen... mükemmel bir oğulsun. | Open Subtitles | أنا يجب أعترف أني لم أكن أبا جيدا لكنك إبن رائع |
Hayata geri dönerse, ona söyleyin iyi bir koca olamadım. | Open Subtitles | إن عادت للحياة قل لها هذا، أني لم أكن زوجا طيبا |
Dün gece başkasıyla olmadığımı nereden biliyorsun? | Open Subtitles | كيف تدري أني لم أكن برفقة أحد ليلة أمس ؟ |
Pekala, bak, onun ölmesini isteyecek kadar kızgın olmadığımı söyleyemem, ama her zamanki gibi inşaatçılığın eski yasaları gereği bunu yapmam. | Open Subtitles | حسناً أنظر لا أستطيع القول أني لم أكن غاضب كفاية حتى أريد الرجل ميت ولكن كالعادة تراجعت وفق قانون البناة |
Bugüne dek hep iyi bir baba olmadığımı düşündüm, tamam mı? | Open Subtitles | ...كل هذا الوقت، كنت أفكر أني لم أكن جيداً كأب، صحيح؟ |
Arkadaşlarıma bakardım ve iyi bir anne olmadığımı ve yetersiz bir anne olduğumu düşünürdüm. | Open Subtitles | كنت أَنْظرُ إلى صديقاتي وأَعتقدُ أني لم أكن أمّاً جيدة ما كنت أَكْفِ |
Geçti.Bak, o kadar yıl senin yanında olmadığımı biliyorum evlat ama artık her şey değişecek. | Open Subtitles | لا عليك أعلم أني لم أكن متواجد من أجلك طوال تلك السنوات ولكن هذا سيتغير |
Bu gece kendimde olmadığımı söyleyebilirim. | Open Subtitles | سأقول هذا، هناك احتمال أني لم أكن بوضعي الطبيعي هذا المساء |
2001'de ne olduğunu o olayın bir parçası olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم ماذا حدث في 2001 أعلم أني لم أكن جزءا من ذلك |
Havalı bir tip olmadığımı söylememe gerek yok yani. | Open Subtitles | أجبن عن إعتراف أني لم أكن أبداً واحده من الرائعين |
ve ilk makyajımı yapıncaya dek gerçek bir New yorklu olmadığımı söyledi ve ben aynen şöyleydim: | Open Subtitles | وبعدئدٍ قال أني لم أكن ساكنة حقيقة من نيويورك حتى أحضى بأول تغيير للمظهر، وأنا قلت في نفسي، |
Gerçekte öyle biri olmadığımı biliyordun. | Open Subtitles | أنت لم تفقد الأمل بي أنت تعلم أني لم أكن بطبيعتي |
Lisedeki en popüler kişi olmadığımı biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أني لم أكن أكثر الناس شهرة في المدرسة |
Bu yolcuğu açık olarak paylaşarak bunu yaşayan tek kadın olmadığımı, hatta, aynısını yapmayı arzulayan binlerce ve binlerce başka kadının olduğunu öğrendim. | TED | بمشاركة هذه الرحلة على الملأ، تعلمت أني لم أكن المرأة الوحيدة التي تمر بهذا وأنه في الحقيقة كان هناك الآلاف من النساء الأخريات اللاتي يتشوقن ليقمن بالمثل. |
Bu yaz, çok kolay bir insan olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أني لم أكن سهلة التعامل هذا الصيف |
Lütfen biliyorsun, mutlu olmadığımı. | Open Subtitles | ارجوك انت تعلم أني لم أكن سعيدة |
Teknede yaşıyorsun yaptığın işi söyleyemiyorsun ve biliyorum uzun süredir baban olamadım ama korumacı yaklaşmamak elde değil. | Open Subtitles | أنت تقيم علي قارب لا تستطيع إخباري عن عملك وأعرف أني لم أكن والدكِ دائماً ,لكن من الصعب الا أكون حامياً لإبنتي |
Biliyorum hep yanında olamadım ama artık buradayım. | Open Subtitles | أعرف أني لم أكن دائماً بجواركِ، لكنني هنا الآن. |