Bak! Kraliçe burada olduğunu öğrenirse bizi de öldürür. | Open Subtitles | انظري لو علمت الملكة أنّكِ هنا فستقتلنا نحنُ أيضًا. |
Ben senin burada olduğunu bilseydim arabada beklerdim. | Open Subtitles | كنت سأنتظر بالسيارة .لو كنت أعلم أنّكِ هنا |
burada olduğunu daha yeni söylediler. | Open Subtitles | آسف، قد أخبروني للتّو أنّكِ هنا |
Ev korunuyor ve kimse burada olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | البيت محمي، لا أحد يعرف أنّكِ هنا |
Bunun gerçek olduğuna inanamıyorum. Gerçekten burada olduğuna. | Open Subtitles | لا أصدق أنّ هذا يحدث، و أنّكِ هنا بالفعل. |
Evine gittim de, komşun burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى شقتكِ وأخبرتني... جارتكِ أنّكِ هنا. |
Sorun değil, sadece burada olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | -لم أقصد إخافتكَ . -لا بأس إنّما لم أعلم أنّكِ هنا . |
burada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّكِ هنا. |
burada olduğunu biliyorum. Söylermisin,lütfen... Şimdi neyden korkuyorum. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}أعرف أنّكِ هنا أريدكِ أنْ تخبريني ممّا أنا خائف الآن |
Telefonunu izlemesi için Noah'a ulaştım, ve burada olduğunu gördük. | Open Subtitles | جعلتُ (نوا) يتتبع هاتفه، واكتشفنا أنّكِ هنا. |
Ve oğlumu benden almak istediğin için burada olduğunu da... Tamam. | Open Subtitles | -و أنّكِ هنا لتأخذي ابني منّي . |
burada olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أنّكِ هنا! |
Ruhlar burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | -أخبرتني الأرواح أنّكِ هنا . |
Şimdi burada olduğuna göre, burayı birlikte terkedebiliriz. | Open Subtitles | بما أنّكِ هنا نستطيع مغادرة هذا المكان معاً |
burada olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنّكِ هنا |