Şaşırdım doğrusu. Kadınlara ilgin olmadığını düşünmüştüm ama... | Open Subtitles | إنّي مندهشة، بدا إليّ أنّك لا تميل للنساء. |
Seni, ne diyeceğin konusunda hiçbir fikrin olmadığını bilecek kadar iyi tanıyorum. | Open Subtitles | أعرفك بما يكفي لأدرك أنّك لا تدري ماذا تقول |
Bütün o düğün hazırlıkları için ekstra yardıma ihtiyacın olmadığını söyleme bana. | Open Subtitles | لا تخبريني أنّك لا تحتاجين الي مساعدة أضافية في كل ترتيبات الزفاف هذه |
Evinde pentobarbital bir misafirin olmasının sorun olmadığına emin misin? | Open Subtitles | أموقن أنّك لا تمانع وجود هذا المُخدَّر ضيفًا في البيت؟ |
Baban seni buradan olacak. Bununla bir sorunun olmadığına emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | سيأتي أبوك ليأخذك أريد أنّك لا تمانع الأمر |
Bunu duymak istemediğini biliyorum, ancak baban imparatorluk için doğru olanı yapmaya çalışıyor | Open Subtitles | أعرف أنّك لا تريد سماع هذا، لكن والدك يحاول عمل الصواب في الرايخ، |
İnan bana, hâlâ bir planın olmadığını öğrenince arkadaşların çok fena kızacak sana. | Open Subtitles | صدّقني، سيغضب قومك كثيراً عندما يدركون أنّك لا تزال دون مخطّط |
Hayır, senin asıl yüzün olmadığını söylüyorum | Open Subtitles | لا، أنا أقترحُ أنّك لا تملكُ نواةً أساساً |
Onu neye karıştırdıysanız, içimden bir ses bunun onun için iyi bir şey olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | أيّاً كان ما أقنعتَه به، ثمّة ما ينبئني أنّك لا تضمر له خيراً |
Bu yüzden düzelmesi gerekenin araban olmadığını biliyorum dostum. | Open Subtitles | لهذا أنا واثق أنّك لا تحتاج للمال من أجل سيارتك يا صاح. |
O vasiyet ile seni son kez aşağılıyor. Kendi kendine bir şeyler başarmaya yönlendiriyor ama aslında onun yerini doldurmaya layık olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | تحدٍ لك لتنشئ شيئاً بنفسك بإخبارك أنّك لا تستحقّ ما حققه |
Ne söylediğini duydum ama ciddi olmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أسمع ما تقوله. ولكني أعتقد أنّك لا تقول ما تعنيه. |
Kimseye ihtiyacın olmadığını söylüyorsun. Ama bu doğru değil, öyle değil mi? | Open Subtitles | تقول أنّك لا تحتاج لأيّ أحد هذا غير صحيح، أليس كذلك؟ |
Boş lâftan ibaret olmadığını göstermek için. | Open Subtitles | لتبيّن لي أنّ بإمكانكَ ذلك لتبيّن لي أنّك لا تقول هراءات وحسب |
Bana bir şey borçlu olmadığını biliyorum. Ama lütfen onu öldürmesine izin verme. | Open Subtitles | أعلم أنّك لا تدين لي بشيء لكن أرجوك لا تدعه يقتلها |
Beni buraya bu yüzden mi davet ettin? Erkek arkadaşına ona ihtiyacın olmadığını kanıtlamak için mi? | Open Subtitles | ألهذا دعوتني لهنا، لكيّ تثبتي لخليلك أنّك لا تحتاجين إليه؟ |
Yardımıma ihtiyacın olmadığına emin misin? | Open Subtitles | أأنت مُتأكّد أنّك لا تحتاج لمُساعدتي في هذه القضيّة؟ |
Ve de ehliyetiniz olmadığına göre sizi her gün kendim getirip götüreceğim. | Open Subtitles | وحيث أنّك لا تمتلك رخصة، سأقلّك إلى هُنا كل يوم بنفسي. |
İstediğiniz bir şey olmadığına emin misiniz? Hayır, Anne. | Open Subtitles | هل أنت متأكّد أنّك لا تحتاج لأيّ شيء ؟ |
Bir aileyi daha mahvetmek istemediğini söylemiştin. Ben de istemiyorum. | Open Subtitles | قلتَ أنّك لا تحتمل تدمير عائلة أخرى، وأنا كذلك أيضاً |