Eminim ki hepsi, ailelerinin yanında olmayı istiyordur. Benim gibi. | Open Subtitles | متأكّد من أنّهم يفضّلون التواجد في منازلهم مع عائلاتهم مثلي |
Eğer FBI harekete geçtiyse demek ki binaya saldırmaya hazırlar. Adamlarını dışarı çıkar. | Open Subtitles | إن كان الفدراليّون يتحرّكون، فهذا يعني أنّهم يستعدّون لمهاجمةِ المبنى و قتلِ رجالك. |
Görünüşe göre bir takım kaynak kodunun şifresini çözmeye çalışmışlar. | Open Subtitles | يبدو مثل أنّهم يحاولون فك تشفير مجموعة من رمز أصلي. |
Bekle. onlar bu kadar kötüyse,Neden biz onları hala indirmedik? | Open Subtitles | انتظر، لو أنّهم سيئين للغاية، فلمَ لمْ نطح بهم بعد؟ |
Çizdiler falan diye şikâyet edersin, onlar da yenisini alırlar. | Open Subtitles | إشتكي أنّهم خدشوها أو ما شابه، وسيشترون لكِ واحدة جديدة. |
Yumuşak oldukları doğru ama kadın olduğum için. | Open Subtitles | من الواضح أنّهم يتساهلون معى لِأنى امرأة |
Kanser tedavisinde kullanılırsa anne sütünü geri ödeyeceklerini mi söylediler? | Open Subtitles | هل قالوا أنّهم سيعوّضونكَ عن تكلفة لبن الثدي كعلاج للسرطان؟ |
Hepsi de böyle bir şeyi ne gördüğünü ne de yaşamadığını söyledi. | Open Subtitles | لمْ يقل أيّ واحدٍ منهم أنّهم رأوا أو واجهوا أيّ سوء سُلوكٍ. |
Ama eğer geçmişse, onu kurtarmak için terk etmiş olmaları mantıklı olurdu. | Open Subtitles | لكن إن كانت من الماضي، فهذا يعني أنّهم تركوه ليحاولوا انقاذه |
Şöyle ki, bu türden uygunsuz davranışa şahit olmadıkları ve kimseye uygulamadıkları. | Open Subtitles | يقولون فيها أنّهم لم يشهدوا أبدًا أو شاركوا في فعل غير لائق |
İnanılmazdır ki, kuzeye kadar gitmişler gemi nihayetinde batınca özgür topraklara kaçmışlar. | Open Subtitles | من المُدهش أنّهم وصلوا للشمال، وحينما غرقت السّفينة أخيراً، فرّوا لأرضٍ حُرّة. |
Tabii ki biraz değişimle. Pencere açılacak, elektrik hattı, falan filan. | Open Subtitles | من الواضح , أنّهم يحتاجون نوافذ , كهرباء , صرف صحّي |
Görünüşe göre varlıklarını PowerPoint slaytları ile kanıtlamaya çalışan bir avuç kodamanmış. | Open Subtitles | اتّضح أنّهم مجموعة أشخاص فحسب يشعرون أنّهم بحاجة تبرير وجودهم بعرض شرائح |
Bazı araştırmalara göre biriyle tanışınca küçümser sözler kullanıyorlar. | TED | ما وجدناه في بعض الأبحاث أنّهم يستخدمون مصطلحات تصغيرية عندما يجتمعون مع شخص ما. |
Mutlu olduklarını bildiğine göre artık gidebilirsin. | Open Subtitles | لهذا إعلم أنّهم سُعداء، و أنهُ لا بأس لك أن تذهب |
Bence onlar terörist değiller. Bence ortada başka şeyler dönüyor. | Open Subtitles | لا أظنّ أنّهم إرهابيّون، أظنّ أنّ هُنالك أمرٌ آخر يجري. |
Herhalde kimse musallat olmasın diye dikkat çekmemeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أنّهم كانوا يحاولون عدم لفت الإنتباه، حتى يُتركوا لوحدهم. |
Tek bilinen inanılmaz derecede gelişmiş teknolojilerinin olduğu ve Atlantis'in müttefiki oldukları söylentisi. | Open Subtitles | باستثناء أنّهم يمتلكون تكنولوجيا متقدّمة جداً ويُشاع بأنهم حلفاء أتلانتيس |
Bir adamı aradıklarını söylemişlerdi. Dün gece de yerini bulduklarını söylediler. | Open Subtitles | ذكروا أنّهم يبحثون عن رجل، وقالوا ليلة أمس أنّهم تبيّنوا مكانه. |
Bir sürü insan 11 Eylülün film olduğunu söyledi. - Bunu bilmiyordum. | Open Subtitles | الكثير من الناس الذين يقولون أنّهم كانوا في الحادي عشر، انهم ممثلين. |
Her zaman kendilerini olduklarından daha karizmatik göstermeye çalışırlar. | Open Subtitles | من الصعب دائما أن يجعلوا أنفسهم ينظرون بحرارة من أنّهم في الحقيقة |
Ama Suikastçılar Birliği ahlak kurallarına bağlı olduğu için hedefini değiştirdi. | Open Subtitles | رغم الأهداف الملتوية لاتّحاد القتلة إلّا أنّهم يؤمنون بعمق بقانون الشرف |
Ama eğer tahmin etmem gerekirse, onların toplamaya gittiklerini söyleyebilirim. | Open Subtitles | لكن إن كنت سأخمن، فسأقول أنّهم ذهبوا إلى هناك للانتقاء. |
Flemenk yavşaklar bu kıtaya ayak bastıkları anda kendilerinin beyaz olduklarına kanaat getirdiler. | Open Subtitles | باللحظة التي وطأ بها أولئك الهولنديين الدَّعَرة هنا وقرّروا أنّهم بِيضْ، وأنتم سود، |
Yol boyunca farklı yöntemler izlemiş olmalılar gündüz hareket edip gece beslenmek gibi. | Open Subtitles | لا بد أنّهم يعولون على فئاتٍ مُختلفة، بحيث يتحركون نهاراً و يتغذون ليلاً. |
Sana sadece seçmeleri iptal ettiklerini söylemek için aramıştım, bu yüzden, belki de başka bir şey için dua etmelisin. | Open Subtitles | إتصلت لأخبرك أنّهم ألغوا الإنتقاء لذا فبوسعكِ الصلاة لشيء آخر |